26 Temmuz 2025 tarihinde İstanbul’da düzenlenen IDEF 2025 Savunma Fuarı kapsamında, Türkiye Cumhuriyeti Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından yapılan açıklamada, TAIS Tersaneleri ile Endonezya Savunma Bakanlığı arasında iki adet MILGEM İstif sınıfı fırkateynin teslimatına yönelik anlaşma imzalandığı duyuruldu. Anlaşma, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün’ün katılımıyla imzalanırken, bu gelişme Türkiye için MILGEM sınıfı savaş gemilerinin ilk ihracatı olması açısından tarihi bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçti.
TAIS Konsorsiyumu, Türkiye’nin en gelişmiş özel sektör tersaneleri olan Anadolu Tersanesi, Sedef Tersanesi ve Sefine Tersanesi tarafından oluşturulan güçlü bir denizcilik yapılanmasıdır. Türkiye’nin denizcilik bilgi birikimini merkezileştirmek ve ileri seviye platformlar üretmek amacıyla kurulan TAIS, suüstü muharip gemiler, amfibi platformlar ve yardımcı gemilerin tasarımı ve üretiminde uzmanlaşmıştır. Konsorsiyum, 2025 Ocak ayında Türk Donanması için iki adet İstif sınıfı fırkateyni aynı anda denize indirerek, karmaşık savunma projelerini zamanında ve yüksek kapasiteyle hayata geçirme yeteneğini ortaya koymuştur.
MILGEM İstif sınıfı fırkateynler, Türkiye’nin özgün suüstü muharip gemi geliştirme programının ulaştığı en ileri noktayı temsil ediyor. 2000’li yılların başında başlatılan MILGEM (Milli Gemi) programının evrimi olan İstif sınıfı (I sınıfı) fırkateynler, ADA sınıfı korvetlerden alınan deneyim temelinde geliştirilmiş olup; artırılmış deplasman, menzil ve gelişmiş sensör/silah sistemleri ile mavi sularda görev yapabilecek çok rollü savaş platformları olarak tasarlanmıştır. Sınıfın ilk gemisi TCG İstanbul (F-515), 2021’de denize indirildi ve 2023 itibarıyla deniz testlerine başladı. Bu sınıf, Ukrayna gibi ülkelerin de ilgisini çekmiş ve Türkiye ile ortak üretim projelerine zemin oluşturmuştur.
Teknik olarak, İstif sınıfı fırkateynler yaklaşık 3.100 ton deplasmana ve 113 metre uzunluğa sahiptir. Karma Dizel ve Gaz Türbini (CODAG) tahrik sistemi sayesinde yüksek hız ve uzun menzil görevlerini icra edebilir. Silah donanımı arasında, 16 hücreli MIDLAS dikey atım sistemi (yerli HISAR hava savunma füzeleriyle uyumlu), ATMACA gemisavar füzeleri, 76 mm deniz topu ve yakın hava savunma sistemleri yer alır. Entegre direk yapısı altında yerli AESA radar, gelişmiş elektronik harp sistemleri ve sualtı harbi için gemi gövdesine monte sonar ve çekili sonar sistemleri bulunmaktadır. Gemide ayrıca bir adet S-70B Seahawk helikopteri için hangar ve uçuş güvertesi yer alır. Bu sayede hava savunmasından yüzey harbine, sualtı savaştan ileri harekât görevlerine kadar çok çeşitli görev profilleri üstlenilebilir.
Endonezya’nın bu fırkateynleri edinmesi, ülkenin donanma modernizasyon stratejisinde önemli bir adım olarak görülüyor. Söz konusu anlaşma, sanayi iş birliği ve teknoloji transferi imkanlarını da içermekte olup, Endonezya’nın ulusal gemi inşa yeteneklerini geliştirme hedeflerine katkı sağlayacak. Bu ihracat, yalnızca Türkiye’nin küresel savunma pazarındaki yükselen konumunu pekiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda Ankara ile Cakarta arasındaki savunma ilişkilerini derinleştiriyor.
Bu anlaşma, Türkiye’nin deniz savunma sanayiinin büyüyen yeteneklerini ve uluslararası alandaki artan iddiasını gözler önüne seriyor. Yalnızca iç taleplere cevap vermekle sınırlı kalan bir sektör olmaktan çıkan Türk tersaneleri, devlet destekli politikalar, yerli teknolojilere yapılan uzun vadeli yatırımlar ve koordineli sanayi stratejileri sayesinde küresel savaş gemisi tedarikçisi haline gelmiştir. Türkiye artık korvetlerden fırkateynlere, amfibi çıkarma gemilerinden insansız suüstü araçlara kadar geniş bir portföyü hizmete sunuyor ve Orta Doğu, Güneydoğu Asya, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa gibi stratejik pazarlarda etkinlik kazanıyor.
Her yeni ihracat başarısı, Türkiye’nin deniz savunma sanayiindeki rekabet gücünü ve güvenilirliğini daha da artırıyor.
