Türk savunma sanayii, kritik alt sistemlerde yerlileşme hedefi doğrultusunda önemli bir eşiği daha geride bırakıyor. ASSAN Group tarafından geliştirilen yeni nesil hibrit güç grubu, bu alandaki son atılımlardan biri olarak dikkat çekiyor. Sahada operasyonel avantajlar sunan bu sistem, ilk kez IDEF 2025 fuarında sergilendi.
Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı‘nda (IDEF 2025) tanıtılan 1000 beygir gücündeki hibrit güç paketi, Türk savunma teknolojilerinin geldiği noktayı ortaya koyuyor. ASSAN Group Genel Müdürü Gürcan Okumuş, bu yeniliğin sadece Türkiye için değil, uluslararası pazar için de önemli fırsatlar barındırdığını ifade etti.
Askeri Sahada Hibritin Avantajı Büyük
Gürcan Okumuş’a göre hibrit teknolojisi otomotiv sektöründe bilinen bir kavram olsa da, askeri araçlar söz konusu olduğunda bu sistem çok daha stratejik bir rol üstleniyor. ASSAN’ın geliştirdiği hibrit güç paketi, hem yakıt verimliliği hem de operasyonel sessizlik gibi alanlarda öne çıkıyor.
Sistemin plug-in tipi olmadığını belirten Okumuş, bataryaların içten yanmalı motorla şarj edildiğini, bu sayede hem 600 beygir gücünde dizel motor hem de 400 beygir gücünde elektrikli motorun birlikte çalışarak toplamda 1000 beygir güç ürettiğini aktarıyor. Güç oranları ise talebe göre uyarlanabiliyor.
Entegre Edilebilir ve Sessiz Hareket Kabiliyeti
Yeni hibrit güç grubu, mevcut zırhlı araç platformlarına entegre edilebilir yapısıyla da öne çıkıyor. Örneğin Fırtına obüsleri gibi araçlara herhangi bir mimari değişiklik yapılmadan sistemin entegre edilebildiğini söyleyen Okumuş, bu özelliğin ciddi bir avantaj sunduğunu belirtiyor.
Elektrikli motorun sağladığı sessiz hareket kabiliyeti ise operasyon bölgelerinde ciddi bir fark yaratıyor. Yeni sistem, askeri araçların yaklaşık 10 dakika boyunca tamamen sessiz bir şekilde hareket etmesine olanak tanıyor. Bu da özellikle keşif ve ani müdahale gerektiren görevlerde büyük bir avantaj anlamına geliyor.
Tam Bağımsızlık ve İhracat Potansiyeli
ASSAN Group, sistemin tüm fikri mülkiyet haklarının kendisine ait olduğunu vurgularken, bu durumun ihracat süreçlerinde herhangi bir üçüncü ülke kısıtlamasına takılmayacağı anlamına geldiği belirtiliyor.
Hibrit güç grubunun sadece güç üretmekle kalmadığını, aynı zamanda askeri birliklerin acil elektrik ihtiyacını da karşılayabildiğini ifade eden Okumuş, bu yönüyle sistemin çok yönlü bir çözüm sunduğunu dile getiriyor.
Son olarak, Türkiye’deki zırhlı kara aracı üreticileriyle iş birliklerinin sürdüğünü, aynı zamanda yurt dışı pazarlarla da temas halinde olduklarını belirten Okumuş, bu yeni teknolojinin hem yerli hem de global ölçekte savunma sanayiinde adından sıkça söz ettireceğini sözlerine ekliyor.
