Rusya, Baltık Denizi’nde düzenlediği geniş kapsamlı “July Storm” (Temmuz Fırtınası) tatbikatında yeni bir patlayıcı yüklü insansız deniz aracını (İDA) tanıtarak dikkat çekici bir güç gösterisi gerçekleştirdi. Rusya Savunma Bakanlığı tarafından yayımlanan görüntülerde, küçük boyutlu, mürettebatsız bir deniz aracının süratle sahte bir hedefe yönelerek güçlü bir patlama gerçekleştirdiği görülüyor. Bu gösterim, taktiksel bir atılım olmaktan ziyade, Rusya’nın deniz gücünü vurgulayan bir stratejik iletişim mesajı olarak değerlendiriliyor.
Görüntülerde deniz aracının sabit bir hedefe, savunma sistemlerinden yoksun sakin sularda saldırdığı göz önüne alındığında, senaryonun önceden kurgulanmış ve kontrollü olduğu anlaşılıyor. Buna rağmen, patlayıcının etkisi kayda değerdi. Kremlin yanlısı askeri yorumcular, aracın 24 saate kadar otonom çalışabildiğini ve 300 kilometreden fazla menzile sahip olduğunu ileri sürdü. Bu iddialar doğrulanmamış olsa da, teorik olarak Kırım’dan yola çıkan bir İDA’nın Odesa veya İzmail gibi limanları vurma kapasitesi olabileceği öne sürülüyor.
Savunma Bakanlığı, aracın teknik ismini açıklamazken, tatbikat sırasında farklı tipte FPV dronlar, keşif helikopterleri, hava ve su altı araçlarının da test edildiğini bildirdi. Çok platformlu bu uygulama, entegre insansız harp yeteneklerinin geliştirilmesine yönelik bir çaba olarak görülüyor. Başkan Vladimir Putin, yaptığı açıklamada tatbikatın amacının deniz kuvvetlerini “karmaşık ve asimetrik görev senaryolarına” karşı hazırlıklı hale getirmek olduğunu belirtti. Ayrıca Ukrayna’daki savaştan edinilen tecrübelerin bu tatbikata entegre edildiğini vurguladı.
Uzmanlar, bu gösterinin doğrudan Ukrayna’yı hedef almadığı görüşünde. Ukrayna, savaşın başlarında kalan donanmasını kendi elleriyle imha etmişti ve artık klasik bir deniz kuvveti bulunmuyor. Kiev yönetimi, bu boşluğu asimetrik taktiklerle, yani deniz dronları ve füze saldırılarıyla kapattı. Bu taktikler, Rusya’nın Karadeniz filosuna ciddi kayıplar verdirirken, Moskova’yı Sevastopol’dan Novorossiysk’e geri çekilmeye zorladı.
Bu bağlamda, Rusya’nın patlayıcı yüklü deniz dronlarıyla gerçekleştirdiği tatbikatlar, konvansiyonel bir donanma gücüne sahip rakiplere yönelik hazırlanmış gibi görünüyor. NATO’nun, özellikle İHA ve İDA tehditlerine karşı savunma konseptini güncellediği göz önüne alındığında, Rusya’nın bu gösterimi, yüksek yoğunluklu deniz muharebelerine hazırlık niteliği taşıyor. Tatbikatta ayrıca denizaltı savunması, mayın döşeme ve füze saldırısı gibi senaryoların da yer alması, bunun yalnızca bir teknoloji tanıtımı değil, doktrinsel bir dönüşüm anlamına geldiğini ortaya koyuyor.
Rusya’nın “July Storm” tatbikatı, Karadeniz’de Ukrayna karşısında yaşadığı zorluklardan çıkarılan dersleri NATO’ya karşı doktrinsel bir avantaja dönüştürme çabasını temsil ediyor. İnsansız deniz harp sistemlerinin küresel ölçekte hızla yaygınlaştığı günümüzde, Moskova da geleceğin deniz savaş ortamına hazırlanma kararlılığını bu tatbikatla ortaya koymuş oldu.