İstanbul’da düzenlenen IDEF 2025 fuarında, Türk savunma sanayii önemli bir yeniliğe imza attı. Roketsan tarafından geliştirilen ve Kara Atmaca seyir füzesini kara konuşlu görevler için konteyner üzerinden fırlatabilen yeni sistem, ilk kez kamuoyuna sunuldu. Standart bir yük konteyneri görünümünde tasarlanan bu sistem, gizlilik ve hareket kabiliyeti ön planda tutularak geliştirildi. Görsel tespiti son derece zor olan fırlatıcı, altı adet Kara Atmaca füzesini taşıyabiliyor ve ihtiyaç duyulduğunda farklı konumlara hızla konuşlandırılabiliyor.
Deniz platformlarında kullanılan Atmaca füzesinden farklı olarak Kara Atmaca, kara hedeflerine yönelik uzun menzilli ve hassas taarruzlar için özel olarak uyarlanmış durumda. Özellikle sabit ya da taşınabilir yüksek değerli hedeflere karşı derin taarruz kabiliyeti sunan sistem, arazi koşullarında bağımsız görev icra edebilecek şekilde yapılandırıldı. Deniz versiyonu 2021 yılından bu yana Türk Donanması’nda aktif olarak görev yaparken, Kara Atmaca kara konuşlu harekâtlar için özgün mühendislik değişiklikleriyle optimize edildi.
Roketsan’ın paylaştığı verilere göre Kara Atmaca, 250 kilometrenin üzerinde menzile ve 220 kilogramlık yüksek infilak etkili parça tesirli harp başlığına sahip. Füze, yüksek alt seviye hızda uçarak düşük radar görünürlüğü ile erken uyarı sistemlerinden kaçınabiliyor. Rehberlik sistemi; ataletsel seyrüsefer (INS), küresel konumlama sistemleri (GNSS), radar altimetre ve arazi referanslı navigasyon sistemlerinin birleşiminden oluşuyor. Bu sayede düşük irtifada karmaşık rota izleyerek, GPS’in zayıf olduğu bölgelerde bile hedefe yüksek hassasiyetle ulaşabiliyor. Ayrıca, veri bağı üzerinden uçuş sırasında görev güncellemesi yapılabiliyor ya da saldırı iptal edilebiliyor.
Sistemin konteyner yapısı, klasik askeri platformlardan farklı bir operasyon konsepti sunuyor. Sivil bir yük konteyneri gibi görünen fırlatıcı, kamyon, tren veya sivil gemilerle taşınabiliyor ve hedef bölgeye ulaştığında kimliğini gizli tutarak sürpriz taarruz yeteneği sağlıyor. Bu yapı sayesinde sistem, kıyı bölgelerinde, tren istasyonlarında ya da tenha otoyollarda konuşlandırılabilirken düşman istihbaratının tespit ve müdahale yeteneklerini büyük ölçüde zayıflatıyor. Kara Atmaca’nın bu yenilikçi yaklaşımı, Rusya’nın Club-K ve Çin’in benzer sistemleriyle kıyaslanabilirken, NATO standartlarına ve taktiksel esnekliğe göre şekillendirildiği için farklılaşıyor.
Bu sistem, Türkiye’nin 2010’lu yılların başında başlattığı Atmaca füze ailesinin kara konuşlu bileşeni olarak önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor. Halihazırda deniz versiyonu ihraç edilen Atmaca’nın, Kara Atmaca formunda konteyner bazlı çözümü de dış pazarda ilgi uyandırmaya aday. Özellikle sabit füze bataryalarının riskli olduğu veya siyasi açıdan hassas bölgelerde bu tarz taşınabilir ve gizlenebilir çözümler daha da kritik hale geliyor.
Kara Atmaca’nın bu yeni versiyonu, Doğu Akdeniz gibi tansiyonun yüksek olduğu bölgelerde ya da Türkiye sınırlarına yakın stratejik noktalarda etkin caydırıcılık sağlayabilir. Sistemin sivil altyapıya entegre edilebilir olması, sahada beklenmedik yerlerden yüksek etkili saldırılar düzenlenmesini mümkün kılarak A2/AD (erişim engelleme / alan hakimiyeti) stratejilerine doğrudan katkı sağlıyor.
Sonuç olarak, Roketsan’ın geliştirdiği konteyner bazlı Kara Atmaca füze sistemi; gizlilik, manevra kabiliyeti ve ateş gücünü bir araya getiren yeni nesil bir çözüm olarak öne çıkıyor. Modern savaş alanlarının ihtiyaçlarına yanıt veren bu sistem, Türkiye’nin savunma teknolojilerindeki dönüşümünün bir göstergesi olarak dikkat çekiyor.