Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, insansız kara araçlarını (UGV) devreye alarak, giderek tehlikeli hale gelen cephe hatlarında yaralı tahliyesini hızlandırmak için savaş alanı sağlık desteğinde yeni bir döneme giriyor. Genelkurmay Başkanı Oleksandr Sırskiy, 11 Ağustos 2025’te yaptığı açıklamada, modern uzun menzilli taarruz dronlarının angajman bölgelerini genişlettiğini, bu durumun sağlık ekiplerini cepheden daha uzakta ve daha yüksek risk altında çalışmaya zorladığını belirtti.
Sırskiy, yaralıların hızlı ve güvenli şekilde tahliyesini sağlamak amacıyla, birimlere kara robotik sistemlerinin entegrasyonunu hızlandırma, zırhlı ambulans sayısını artırma, özel tahliye platformları kurma ve yeni lojistik çerçeveler oluşturma talimatı verdi.
Bu girişim, sahada kanıtlanmış muharebe tecrübelerine dayanıyor. 25. Bağımsız Hava İndirme Tugayı, geleneksel zırhlı araçların kullanılamadığı yüksek tehdit bölgelerinde robotik tahliye sistemlerini başarıyla test etti. Haziran 2025’te K-2 İnsansız Hava Aracı Alayı, bombardıman ateşi altında insansız platformlarla dört tahliye gerçekleştirdi. 13. Khartiia Tugayı ise Tarhan platformunu kullanarak, çatışma bölgesinde 12 km mesafeden bir yaralıyı kurtarmayı başardı.
Ukrayna’nın UGV filosu, hem yabancı tedarik hem de yerli üretim sistemlerden oluşuyor. Estonya merkezli Milrem Robotics’in geliştirdiği THeMIS modüler paletli araç; yaralı tahliyesi, lojistik, keşif-gözetleme (ISR), patlayıcı imha (EOD) ve muharebe desteği görevlerini üstlenebiliyor. Araç, makineli tüfekten tanksavar füzelerine kadar farklı silah sistemleriyle donatılabiliyor. Ukrayna üretimi platformlar arasında Ironclad (silahlı, termal kameralı, 350 kg taşıma kapasitesi), Rys ve Rys PRO (lojistik ve yaralı tahliyesi, sırasıyla 150 kg ve 300 kg kapasite) ile cephe hattındaki birliklerle ortak geliştirilen modüler Tarhan yer alıyor.
Bu robotlar, hassas topçu atışları, dolaşan mühimmatlar ve sürekli insansız hava aracı gözetlemesinin hâkim olduğu yüksek yoğunluklu bir savaş ortamında görev yapıyor. Ukrayna’nın yaklaşımı; keşif ve hedef tespiti için hava dronları ile yaralı tahliyesi, ikmal ve gerekirse doğrudan ateş desteği için kara robotlarının birlikte kullanımına dayanıyor.
Bazı zorluklar devam ediyor. Yoğun bitki örtüsü sensörleri engelleyebiliyor, çamur ve su baskını hareket kabiliyetini sınırlayabiliyor. Ancak bu sistemler, sağlık personelini ateş hattından uzak tutarak ve muharebe etkinliğini koruyarak önemli avantaj sağlıyor.
Ukrayna, robot teknolojisini hem tıbbi hem de muharebe desteği alanlarında entegre ederek, insansız sistemlerin savaş alanı doktrinini nasıl dönüştürebileceğini ortaya koyuyor. Bu tecrübe, sadece Ukrayna’da değil, aynı zamanda modern savaşta kullanılmak üzere uyarlanabilir, zırhlı ve yarı otonom kara platformları arayışında olan müttefik ordular için de gelecekteki tedarik planlarına yön verebilir.