ABD Savunma Bakanlığı, 15 Ağustos’ta yaptığı açıklamada Güney Karayipler’e hava ve deniz unsurları gönderildiğini doğruladı. Reuters’in aktardığına göre bu adım, Latin Amerika’daki uyuşturucu kartellerine karşı mücadeleyi yoğunlaştırmayı hedefliyor. Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun yönlendirmesiyle başlatılan girişim, yalnızca bir “uyuşturucuyla mücadele operasyonu” değil, aynı zamanda ulusal güvenlik ve bölgesel istikrarı korumaya yönelik bir strateji olarak tanımlanıyor.
Operasyon, ABD Güney Komutanlığı koordinasyonunda yürütülecek. Görev kapsamında Iwo Jima Amfibi Hazır Grubu, 22. Deniz Piyade Seferi Birliği, bir nükleer saldırı denizaltısı, güdümlü füze kruvazörü, Arleigh Burke sınıfı destroyerler ve Boeing P-8A Poseidon deniz devriye uçakları yer alacak. Ayrıca, UH-1Y Venom helikopterleri yakın hava desteği ve amfibi birliklere hava hareketliliği sağlayacak. Venom helikopterleri, sekiz tam donanımlı askeri taşıma kapasitesine sahip olmasının yanı sıra 70 mm Hydra roketleri ve GAU-17/A makineli tüfekleriyle güçlü bir ateş desteği sunuyor. P-8A Poseidon ise uzun menzilli gözetleme ve denizaltı savunma görevleriyle kaçakçılık rotalarının sürekli takibini mümkün kılacak.
ABD’nin Karayipler’de uyuşturucu ile mücadele faaliyetleri 1980’lerden bu yana sürüyor. Operation Blast Furnace (Bolivya) ve Operation Just Cause (Panama) gibi girişimlerden günümüze kadar uzanan bu süreçte, ABD 4. Filosu düzenli olarak bölgeye konuşlandırıldı. Yeni görevde, daha önceki tecrübelerden elde edilen dersler ileri teknoloji hava-deniz unsurlarıyla birleştirilerek geniş bir coğrafyada eşzamanlı müdahale kapasitesi hedefleniyor.
Washington’un bu adımı, yalnızca kartellere değil, aynı zamanda onların faaliyetlerine göz yumduğu iddia edilen devletlere de güçlü bir mesaj niteliğinde. Venezuela Devlet Başkanı Maduro’nun yönetimi, Dışişleri Bakanı Rubio tarafından “suç örgütüne dönüşmüş bir devlet” olarak nitelendirildi. Ayrıca, Guyana Başbakan Yardımcısı Bharrat Jagdeo, ABD varlığını ülkesinin uyuşturucu ile mücadele çabalarına katkı sağlayacak bir unsur olarak memnuniyetle karşıladığını açıkladı.
Sonuç olarak bu konuşlanma, ABD’nin yalnızca uyuşturucu kaçakçılarını engelleme çabası değil; aynı zamanda Karayipler’de deniz güvenliğini sağlama, ekonomik çıkarlarını koruma ve bölgesel istikrara zarar verdiği düşünülen aktörlere karşı caydırıcılığını güçlendirme hamlesi olarak öne çıkıyor.