22 Ağustos Cuma 2025

Çin, ABD’nin Caydırıcılığına Meydan Okumak İçin Nükleer Üçlüsünü ve Füze Silo Ağını Genişletiyor

spot_img
spot_imgspot_imgspot_imgspot_img

Reuters’ın 20 Ağustos 2025 tarihli haberine göre Çin, nükleer kuvvetlerini kapsamlı bir modernizasyon ve genişleme sürecine soktu. Bu adım, Devlet Başkanı Şi Cinping’in Halk Kurtuluş Ordusu’nu 2027’ye kadar olası bir Tayvan çatışmasına hazırlama talimatıyla doğrudan bağlantılı. ABD Stratejik Komutanlığı ve uluslararası silah kontrol uzmanları, Pekin’in nükleer kapasitesinin artık sadece caydırıcılık amacıyla sınırlı olmadığını, kara, deniz ve hava unsurlarını kapsayan tam teşekküllü bir nükleer üçlüye dönüşerek Washington’un üstünlüğüne meydan okumaya başladığını belirtiyor.

Çin, “ilk kullanmama” doktrinini 2023 savunma beyaz kitabında yinelese de, Pentagon Pekin’in tutumunda belirsizlikler olduğuna dikkat çekiyor. ABD’nin son değerlendirmelerine göre Çin, rejimin varlığı veya caydırıcılığının inandırıcılığı tehlikeye girdiğinde ilk nükleer saldırıyı düşünme ihtimalini göz ardı etmiyor. Bu belirsizlik, Tayvan merkezli bir çatışmada gerilimin öngörülemez şekilde tırmanabileceği endişelerini artırıyor.

Kara konuşlu kuvvetlerde Çin, tarihin en büyük genişlemesini yaşıyor. 12.000 km menzile sahip DF-41 kıtalararası füze, 10’a kadar bağımsız hedefe yönlendirilebilir başlık taşıyabiliyor ve mobil platformlarda konuşlandırılarak yüksek hayatta kalabilirlik sağlıyor. DF-31AG ve silo temelli ağır DF-5C füzeleri de bu kapasiteyi tamamlıyor. Orta menzilde ise hem konvansiyonel hem nükleer başlık taşıyabilen DF-26 “Guam Katili” öne çıkıyor.

Deniz kuvvetlerinde Type 094A Jin sınıfı denizaltılar, 7.200 km menzilli JL-2 füzeleriyle ABD üslerini hedef alabiliyor. Yeni geliştirilen JL-3 füzesi ve Type 096 denizaltılar hizmete girdiğinde Çin, kıtalararası ikinci vuruş kabiliyetini daha da güçlendirecek.

Havada ise H-6N stratejik bombardıman uçağı ve geliştirilen H-20 hayalet bombardıman uçağı, Çin’in uzun menzilli hava tabanlı nükleer kapasitesini yeniden sahneye çıkarıyor. Bunun yanı sıra DF-17 hipersonik füze gibi bölgesel sistemler, ABD ve müttefiklerinin planlamalarını daha karmaşık hale getiriyor.

Pekin, bu modernizasyonu “savunma amaçlı” olarak nitelese de, hız, ölçek ve çeşitlilik Çin’in sadece minimum caydırıcılık hedefiyle yetinmediğini gösteriyor. Bu gelişmeler, Japonya, Güney Kore ve Avustralya gibi ülkelerde nükleer paylaşım veya bağımsız caydırıcılık tartışmalarını da tetikliyor. ABD açısından ise mesele artık yalnızca Çin’in kapasitesini izlemek değil; yakın gelecekte nükleer açıdan eşit düzeyde bir rakiple karşı karşıya kalmaya hazırlanmak anlamına geliyor.

spot_imgspot_imgspot_imgspot_img
En Son Haberler
- Reklam -spot_imgspot_imgspot_imgspot_img
- Reklam -spot_imgspot_imgspot_imgspot_img
Diğer Haberler

Leave a Reply

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz