ABD ordusu, insansız hava muharebe sistemlerinde önemli bir kilometre taşını geride bıraktı. 22-24 Temmuz 2025 tarihleri arasında Yuma Proving Ground’da gerçekleştirilen testlerde, Switchblade 600 (SB600) dolaşan mühimmatı, General Atomics MQ-9A Block 5 insansız hava aracı üzerinden ilk kez havadan başarıyla fırlatıldı. Bu test, MQ-9A’nın klasik bir uzaktan kumandalı vurucu platformdan, ağ destekli ve uzun menzilli hassas mühimmat taşıyabilen bir “lojistik ana gemi” konseptine evrilmesini sağladı.
Testte, biri eğitim amaçlı inert, diğeri yüksek patlayıcı zırh delici harp başlığıyla donatılmış iki SB600 mühimmatı Reaper’dan bırakıldı. Fırlatma sonrasında mühimmatlar, hedef bölgeye yakın bir noktadaki taktik operatöre devredilerek dolaşma profiline geçti. Bu operasyon modeli, uzun süreli keşif yeteneğiyle anlık hedef tespitini birleştirerek daha esnek bir saldırı zinciri oluşturuyor.
MQ-9A Reaper, 20 metre kanat açıklığı ve 15.240 metre irtifa tavanıyla 43 saatten fazla havada kalabilen, keşif ve taarruz görevlerine uygun orta irtifa uzun havada kalışlı bir İHA platformu. Block 5 konfigürasyonu, geliştirilmiş güç sistemleri, yüksek bant genişlikli veri linkleri ve modüler mühimmat entegrasyon yetenekleri ile ABD envanterindeki en gelişmiş Reaper sürümü olarak öne çıkıyor.
Switchblade 600 entegrasyonu, MQ-9A’ya düşman hava savunma menziline girmeden hassas vurucu yetenek kazandırıyor. AeroVironment üretimi SB600, yaklaşık 23 kg ağırlığında, elektro-optik ve kızılötesi sensör kombinasyonuna, yüksek patlayıcı zırh delici harp başlığına ve 40 dakika dolaşma süresine sahip. Bu özellikleriyle zırhlı hedefler ve tahkim edilmiş mevziler üzerinde gerçek zamanlı keşif ve nokta atışı yapabiliyor.
Bu yeni yetenek kombinasyonu, MQ-9A’yı yalnızca bir ISR (istihbarat, gözetleme, keşif) platformu olmaktan çıkarıp, yüksek riskli bölgelerde çok yönlü hassas vuruş yapabilen bir “uzaktan kumandalı taarruz merkezi”ne dönüştürüyor. SB600’ün havada yeniden hedeflenebilmesi, hareketli veya zaman kritik hedeflerin imhasında büyük avantaj sağlıyor.
Operasyonel açıdan, bu entegrasyon ABD’ye ve müttefiklerine dağıtık komuta modeli altında hedefleri çok daha hızlı ve düşük riskle etkisiz hâle getirme imkânı sunuyor. Fırlatma sonrası mühimmat kontrolünün sahadaki unsurlara devredilmesi, ortak ve müşterek harekât kabiliyetlerini artırıyor.
Stratejik boyutta ise bu gelişme, ABD Savunma Bakanlığı’nın Çok Alanlı Ortak Komuta ve Kontrol (JADC2) doktrinini destekliyor. İHA’lardan fırlatılan dolaşan mühimmatlar, karar alma süreçlerini hızlandırırken A2/AD (erişimi engelleme/alan hâkimiyetini reddetme) ortamlarında riskli platformların güvenliğini artırıyor.
General Atomics’in açık mimari yaklaşımı, MQ-9A’nın elektronik harp podları, radar ikaz alıcıları ve gelişmiş iletişim modüllerine ek olarak dolaşan mühimmat entegrasyonunu da sorunsuz biçimde gerçekleştirmesini sağladı. Önümüzdeki testlerde birden fazla mühimmatın eşzamanlı fırlatılması, uzun menzil operasyonları ve çok platformlu kontrol senaryoları planlanıyor.
Bu gelişme, özellikle yoğun tehdit ortamlarında MQ-9A’nın görev profilini genişleterek uzun menzilli hassas vuruş kabiliyetini ileriye taşıyor ve ABD’nin insansız sistemlerde modüler, düşük maliyetli ve risk toleranslı harp konseptlerine geçişini hızlandırıyor.





