10 Ekim Cuma 2025

Yeni CV90120, L44A1 120 Mm İle Ana Muharebe Tankı Gücünü Yarı Ağırlıkta Sunuyor

spot_img
spot_imgspot_imgspot_imgspot_img

BAE Systems Hägglunds ile Rheinmetall Weapon and Ammunition, Rheinmetall’in düşük tepme sistemli L44A1 120 mm topunu taşıyan bir CV90120 prototipini test etmek üzere anlaştı. Amaç, daha hafif bir paletli platformun ana muharebe tankı gücüne ulaşırken konuşlandırma ve lojistik avantajı sağlamasını değerlendirmek.

8 Ekim 2025’te yapılan anlaşma, CV90 Mk IV şasisi üzerine yerleştirilen L44A1 düşük tepme (LR) topuyla donatılmış bir prototipin testlerini öngörüyor. Bu çözüm, standart NATO 120×570 mm mühimmatı kullanabilen, ancak MBT’lere kıyasla daha düşük yapısal yük ve daha esnek konuşlandırma özellikleri sunan hafif bir savaş aracı hedefliyor.

L/44 silah ailesi NATO’da yaygın bir standart; L/44A1 ise aynı namlu ve komora geometriğini korurken güçlendirilmiş malzeme, geliştirilmiş çelik alaşımları ve iyileştirilmiş tepme düzenekleriyle daha yüksek basınçlı mühimmatları ve uzun kullanım ömrünü destekliyor. Böylece hem mevcut mühimmatla uyumluluk hem de DM63A1 ve DM73 gibi yüksek performanslı kinetik mermilere adaptasyon sağlanıyor; buna karşın platforma iletilen tepme darbesi azaltılıyor.

L44A1, DM11 gibi programlanabilir yüksek patlayıcı fişeklerin yanı sıra gelişmiş kinetik nüfuz edicileri kullanabiliyor. DM11’in hava patlaması, gecikmeli ve doğrudan darbe olmak üzere üç fünye modu bulunuyor ve etkin menzili yaklaşık 5.000 metreye ulaşıyor. Kinetik mermiler ise uygun koşullarda 2.000 metrede 600 mm’in üstünde RHA nüfuzu sağlayabiliyor. Kartuş kütleleri genelde 18–29 kg arasında değişiyor; sürdürmeli atış hızı ise kule otomasyonu ve mühimmat yerleşimine bağlı olarak dakikada 6–10 mermi aralığında olabiliyor — bu sınırlar herhangi bir araç entegrasyonunda dikkate alınması gereken enerji ve işleme tanımlayıcıları.

L44A1 Low Recoil versiyonu, daha uzun tepme seyri, optimize tampon düzenekleri ve isteğe bağlı ağızlık düzenekleriyle tepme yönetimini geliştiriyor; böylece projenin hedeflediği 30–40 ton sınıfı araçlarda tepe darbesi azalırken mermi enerjisinden büyük ödün verilmiyor. Namlu ömrü önceki L/44 modellerine kıyasla uzatılırken, sıcaklıktan bağımsız itici bileşikler aşırı çevresel koşullarda performans istikrarı sunuyor. Bu teknik çözümler, daha hafif kulelere iletilen yükleri eşit dağıtarak doğruluk ve bileşen hizalamasında sürdürülebilirlik sağlıyor.

CV90120 entegrasyonu için şasi güçlendirmeleri, geliştirilmiş tepme montajları ve stabilizasyonlu süspansiyon uygulandı; böylece hem hareket halindeyken hem de sabit atışta yapısal rijitlik ve atış hassasiyeti korunuyor. Boyutlar taktik konfigürasyona göre değişse de araç yaklaşık 6,6 m uzunluk, 3,3 m genişlik ve 2,8 m yükseklik sergiliyor; muharebe ağırlığı zırh paketine bağlı olarak 35–37 ton aralığında öngörülüyor. Güç ünitesi 1.000 hp’ye kadar kapasite sunan Scania dizel motor ve otomatik şanzımandan oluşuyor; yol üstü maksimum hızlar 70 km/s civarında bildiriliyor. Otomatik yüklemeli kulede 45–50 civarında hazır ve yedek mühimmat taşıma kapasitesi planlanıyor; bu da büyük tanklarla benzer devamlı atış profilleri sunarken mürettebat sayısını dörde indirme olanağı veriyor.

CV90 platformu aktif sönümlemeli süspansiyon, güçlendirilmiş aktarma organları, kauçuk bant paletler ve gelişmiş dijital atış kontrolü gibi modern altyapılarla donatıldı. Modüler zırh, aktif koruma sistemleri ve gelişmiş durum farkındalığı sensörleri hayatta kalmayı artırırken, kule üzerinde 12,7 mm veya 7,62 mm yardımcı silahlar ve sis/karşı tedbir fırlatıcıları entegre edilebiliyor. Tüm bu özellikler CV90120’nin uzun menzilli doğrudan ateş, zırh hedefleriyle mücadele ve alan ateş görevlerini yüksek hareket kabiliyetiyle yerine getirmesini sağlıyor.

Rheinmetall’in L44A1 Low Recoil topunun CV90120’ye entegrasyonu, daha hafif bir paletli araca MBT düzeyinde ateş gücü sağlarken CV90 ailesinin taşıma ve hareket kısıtları içinde kalmayı mümkün kılıyor. Tepme kuvvetlerinin azaltılması, ağır tank kütlesi veya aşırı yapısal takviyeler olmadan isabetli atış yapmayı mümkün kılıyor. Standart NATO mühimmatı kullanabilmesi ise lojistik ve eğitim açısından pratik avantaj yaratıyor. Sonuç olarak bu yaklaşım taktik esnekliği artırıyor, konuşlandırma hızını yükseltiyor ve işletme maliyetlerini düşürüyor; aynı zamanda doğrudan ateş kapasitesini daha hafif, daha hareketli birimler arasında yayarak operasyonel esnekliği artırıyor.

En Son Haberler
- Reklam -spot_imgspot_imgspot_imgspot_img
- Reklam -spot_imgspot_imgspot_imgspot_img