Yunanistan, Avrupa Birliği’nin “drone bariyeri” girişimini desteklerken, Türkiye’nin Avrupa savunma projelerine katılımını sınırlamak için kapsamlı bir strateji izliyor. Kathimerini gazetesinde yayımlanan habere göre, bu stratejinin merkezinde, özellikle hava savunma ve anti-drone teknolojileri alanında İsrail ile artan işbirliği bulunuyor.
NATO Perspektifi
NATO Müttefik Kuvvetler Avrupa Yüksek Komutan Yardımcısı İngiliz Amiral Keith Blount’un ifadelerine yer verilen haberde, drone tehditleri karşısında pahalı ekipmanlarla düşük maliyetli drone’ları düşürmenin sürdürülemez olduğu vurgulanıyor. Bu durum, NATO’nun tüm üyelerinin karşı karşıya olduğu güncel bir gerçeklik olarak öne çıkıyor.
Bu çerçevede, Avrupa Komisyonu’nun 2027 yılına kadar AB’nin tüm dış sınırlarını kapsayan bir “drone bariyeri” oluşturma planı, Atina tarafından olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Atina’nın Öncelikleri
Yunanistan için asıl kritik hedef, Türk savunma sanayisinin bu tür projelere katılımını engellemek. Haberde, bazı NATO üyelerinin, Türkiye’nin insansız sistemler konusundaki deneyiminin ittifakın caydırıcılık kapasitesine katkı sağlayabileceğini düşündüğü belirtiliyor. Öte yandan Atina, Paris ve Lefkoşa ile oluşturduğu cephe sayesinde Türkiye’nin sürece dahil olmasını şimdilik engelliyor; fakat Berlin, Roma ve Madrid’in Ankara’yı desteklediği aktarılıyor.
İsrail ile İşbirliği
Yunanistan, diplomatik hamlelerin yanı sıra İsrail ile savunma sanayi işbirliğini de derinleştiriyor. Doğu Ege’deki stratejik adalara, İsrail ile ortak geliştirilen anti-drone sistemleri yerleştirildiği belirtiliyor.
Görüşmelerde öne çıkan projeler arasında, “Aşil Kalkanı” adlı çok katmanlı hava savunma sistemi yer alıyor. İsrail’in Yunanistan’a sunduğu bazı çözümler şunlar:
- Lazer Sistemleri: Anti-drone operasyonlarda kullanılabilecek gelişmiş lazer teknolojileri.
- Otonom İnsansız Savaş Drone’ları: Uzun pil ömrüne sahip, veri toplama ve gerektiğinde tehditleri etkisiz hâle getirme kapasitesine sahip drone’lar.
- Spyder Hava Savunma Sistemleri: “Hepsi bir arada” konseptindeki hava savunma çözümleri.
Başbakan Kiryakos Miçotakis’in, Türkiye’nin Avrupa savunma projelerinde yer alabilmesi için belirlediği “kurumsal davranış” şartı da dikkat çekiyor. Atina, Türkiye’den casus belli kararlarını geri çekmesini ve “gri bölgeler” yaklaşımından vazgeçmesini talep ediyor.
Türkiye’nin Tutumu
Kathimerini’ye göre Ankara, Yunanistan’ın taleplerini kabul etmiyor ve bu konuda tavır değiştirmeyi planlamıyor. Türk yetkililer, 1995 TBMM bildirisi çerçevesinde Yunanistan’ın Ege’deki karasularını genişletme girişimlerine karşı çıkıyor.
Analizler, Türkiye’nin Avrupa savunmasına en somut katkısının farklı tiplerde insansız sistemlerin seri üretimi olacağına işaret ediyor. Ayrıca havan topları, mühimmat, piyade tüfekleri ve zırhlı araç üretiminde de Türk savunma sanayisinin önemli rol oynayabileceği belirtiliyor. Öne çıkan şirketler ve ürünler ise şöyle:
- Baykar: Bayraktar TB2, TB3 ve AKINCI SİHA’ları, düşük maliyetleri ve geniş ihracat potansiyeli ile dikkat çekiyor.
- TUSAŞ: ANKA serisi SİHA’lar ve Hürjet eğitim uçağı.
- Diğer Şirketler: ROKETSAN ve STM’in dolanan mühimmat üretimi, BMC ve OTOKAR’ın zırhlı araç üretimi.





