Uluslararası çelik endüstrisi raporlarına göre, Türkiye bu yılın ilk dokuz aylık döneminde Avrupa’nın önde gelen ham çelik üreticisi haline geldi. Endüstriyel mirasıyla bilinen Almanya’yı aşan Türkiye, yaklaşık 28 milyon tonluk üretimiyle rakibinin 25 milyon ton civarındaki seviyesini geride bıraktı. Bu ilerleme, Türkiye’nin sektördeki istikrarlı gelişimini ve akıllı hamlelerini öne çıkarıyor. Dünya genelinde ise Türkiye, geçen yıldaki sekizincilikten bu yıl muhtemelen yedinciliğe yükselecek, çünkü yıllık toplamın 37-38 milyon tonu bulması öngörülüyor.
Çelik üreticileri birliğinin lideri, bu başarıyı sektörün zorluklara karşı gösterdiği uyum yeteneği ve yenilikçi yaklaşımlara bağladı. Özellikle 2023’teki büyük deprem, salgın sonrası lojistik sıkıntılar ve enerji dalgalanmalarına rağmen, elektrik ark fırınlarına dayalı sistemin avantaj sağladığını belirtti. Buna karşılık, Almanya gibi klasik yöntemlere bağlı ülkeler yüksek maliyetler yüzünden sıkıntı yaşarken, Türkiye dış satıma odaklanarak gücünü korudu.
Sektördeki İvme: Sebepler ve Sonuçlar
Türkiye’nin bu konuma gelmesi rastlantı değil. Son dönemdeki altyapı iyileştirmeleri, yenilenebilir kaynakların kullanımı ve atık malzemeye dayalı teknikler, endüstriyi çevre dostu ve rekabetçi kıldı. Geçen yıl Türkiye üretimi yüzde 9’un üzerinde artırarak 37 milyon tona yaklaşırken, Almanya yüzde 5 civarı büyüme ile benzer seviyede kaldı. Ancak bu yıl durum tersine döndü: Almanya enerji sorunları ve otomotivdeki durgunluk nedeniyle yüzde 10’dan fazla gerilerken, Türkiye minimal bir artışla bile öne çıktı.
Bu dönüşüm, Avrupa pazarını kökten etkiliyor. Türkiye, birliğin çevre odaklı politikalarına daha uygun bir yapıya sahipken, diğer üyeler emisyonları düşürmek için büyük yatırımlar yapmak zorunda. Ülkenin büyük oranda elektrik ark tabanlı kapasitesi, daha temiz üretim imkanı sunuyor. Üstelik, dış satışlar da güçlü: Yılın ilk sekiz ayında yüzde 7’lik artışla 12 milyon tona yaklaşan ihracat, başta Avrupa ve Ortadoğu olmak üzere çeşitli bölgelere yayıldı.
Dünya ölçeğinde bakıldığında, küresel üretim bu dönemde yüzde 2’ye yakın azalarak 1,3 milyar ton seviyesinde seyrederken, Türkiye’nin performansı olumlu bir örnek teşkil ediyor. Çin’de düşüş yaşanırken Hindistan büyüse de, Avrupa’da Türkiye’nin öncülüğü haritayı değiştiriyor. Analistler, bu eğilimin önümüzdeki yıl da süreceğini düşünüyor, çünkü yeni projeler gibi girişimler sektörü daha da sağlamlaştıracak.
Ekonomik ve Toplumsal Yansımalar
Bu gelişme, ülke ekonomisi açısından hayati. Çelik alanı doğrudan 40 bin, dolaylı yoldan 250 bin kişiye iş olanağı yaratıyor. Bu yıl milli gelire katkısının yüzde 2,5’i geçmesi muhtemel. Yine de engeller mevcut: Malzeme fiyatlarındaki oynaklık ve uluslararası ticari gerilimler, özellikle damping karşıtı tedbirler dış ticareti zorlayabilir. Birlik yetkilileri, devletten enerji yardımları ve araştırma teşvikleri bekliyor.
Almanya cephesinde ise büyük firmaların kapasite azaltmaları ve personel çıkarmaları, endüstrideki baskıyı gösteriyor. Yerel federasyon, maliyetleri indirmek için hızlı değişiklikler istiyor.
Geçmiş ve Güncel Karşılaştırma
Aşağıdaki tablo, iki ülkenin yıllık ham çelik çıktılarını kıyaslıyor. Bilgiler uluslararası raporlardan alınmış olup, bu yılın verileri ilk dokuz ayı kapsıyor; tam yıl için Türkiye’nin avantajı artacak gibi duruyor.
| Yıl | Türkiye (Milyon Ton) | Almanya (Milyon Ton) | Açıklama |
|---|---|---|---|
| 2019 | 33,7 | 39,6 | Almanya üstün. |
| 2020 | 35,8 | 35,7 | Türkiye öne geçti. |
| 2021 | 40,4 | 40,2 | Türkiye hafif farkla. |
| 2022 | 35,1 | 36,9 | Almanya yeniden aldı. |
| 2023 | 33,7 | 35,4 | Almanya avantajlı. |
| 2024 | 36,9 | 37,2 | Almanya az farkla. |
| 2025 (Ocak-Eylül) | 28,1 | 25,4 | Türkiye lider; yıllık tahmin Türkiye ~37,5, Almanya ~34. |
İleriye Dönük Bakış
Türkiye’nin bu üstünlüğü, yalnızca mali bir kazanım değil, aynı zamanda ekolojik ilerlemenin simgesi. Endüstri oyuncuları, temiz üretim için küresel ortaklıkları teşvik ediyor. Eğer bu momentum korunursa, 2030’a dek dünya ilk beşine girilebilir. Fakat küresel talebin yüzde 2’ye yakın azalması potansiyel bir tehdit. Bu olay, Türk endüstrisinin uluslararası arenadaki potansiyelini bir kez daha sergiliyor. Ayrıntılı bilgiler için ilgili kurum sitelerini inceleyebilirsiniz.
