ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth, 10 Kasım 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, Amerikan kuvvetlerinin bir gün önce Doğu Pasifik’te uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı değerlendirilen iki tekneyi hedef alarak ölümcül saldırılar gerçekleştirdiğini duyurdu. Operasyonun, Başkan Donald Trump’ın talimatıyla icra edildiği belirtildi.
Hegseth’in aktardığına göre her teknede üçer kişi bulunuyordu ve toplam altı kişi hayatını kaybetti. ABD güçlerinde herhangi bir kayıp yaşanmadı. Pentagon ise operasyonun detaylarını henüz resmi olarak doğrulamadı.
ABD istihbaratına göre iki tekne, uluslararası sularda bilinen bir kaçakçılık rotasında seyir halindeydi. Gözlem sistemleri, bu teknelerin terör örgütleriyle bağlantılı suç ağları tarafından yönetildiğini ve ABD ana karasına uyuşturucu madde taşımakta olduklarını tespit etti.
Trump Yönetiminde Yeni Doktrin: Karteller Artık Terör Tehdidi
Hegseth, operasyonun Başkan Trump’ın yeni güvenlik direktifleri çerçevesinde yapıldığını belirtti. Trump yönetimi, uluslararası uyuşturucu kartellerini yalnızca suç örgütü değil, ulusal güvenliğe yönelik birer terör tehdidi olarak tanımlıyor. Bu kapsamda, Savunma Bakanlığı’na bu ağlara karşı askeri güç kullanma yetkisi verildi.
Trump, özellikle sentetik uyuşturucular ve fentanil türevlerinin ABD’de yol açtığı ölümleri “ulusa karşı yürütülen dolaylı bir savaş” olarak nitelendiriyor. Bu yaklaşım, uyuşturucu trafiğine karşı önleyici askerî operasyonların önünü açtı.
Stratejik Okyanus Rotası Değişiyor
Yetkililere göre Doğu Pasifik’in hedef bölge olarak seçilmesi, kartellerin lojistik güzergâhını Karayiplerden Pasifik’e kaydırdığını gösteriyor. Bu nedenle ABD donanması bölgede gözetleme faaliyetlerini artırırken, insansız deniz ve hava araçlarının kullanımı da yoğunlaştı.
Savunma kaynaklarına göre, saldırılarda büyük olasılıkla MQ-9 Reaper tipi uzun menzilli insansız hava araçları görev aldı. Bu sistemler, gerçek zamanlı istihbarat verisiyle hedef tespitini doğruladıktan sonra saldırıyı gerçekleştirdi.
Askerî Yaklaşımın Yeni Yönü
Uzmanlar, bu operasyonların “hibrit savaş” konsepti içinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. İstihbarata dayalı hedefleme, uzun menzilli gözetleme ve hassas vuruş kabiliyetlerinin birleştiği bu model, kartellerin hareket alanını sınırlamayı ve kaçakçılık altyapısını yok etmeyi amaçlıyor.
ABD’nin bu stratejiyi sürdürmesi durumunda, savunma sanayinde deniz gözetleme, otonom sistemler ve hassas mühimmat teknolojilerine yönelik yatırımların hızla artması bekleniyor.
Diplomatik açıdan, Latin Amerika kıyı devletlerinin ABD’nin uluslararası sulardaki askerî faaliyetlerinden endişe duyabileceği belirtiliyor. Ancak Washington yönetimi, narkotik tehdidin aciliyeti nedeniyle bu tür önleyici operasyonların meşru olduğunu savunuyor.
Bu gelişme, ABD’nin uyuşturucu krizine yaklaşımında radikal bir değişimi temsil ediyor — artık mesele bir adli soruşturma değil, ulusal savunma doktrini kapsamındaki bir askerî mücadele olarak görülüyor.
