İsviçre, araçlar, altyapı ve savunma mevzileri için multispektral kamuflaj sistemleri tedarik etmek üzere İsviçre merkezli SSZ Camouflage AG, Almanya’dan Saro GmbH ve İsveç’ten Saab Barracuda AB ile anlaşma sağladı. Federal Savunma Tedarik Ofisi (armasuisse), 10 Kasım’da bu üç şirketin toplam on dört farklı paket kapsamında seçildiğini duyurdu. Bu karar, kamuflaj alımlarının Federal Konsey’in silahlanma stratejisiyle doğrudan uyumlu hale geldiğini gösteriyor.
Yeni Multispektral Kamuflaj Sistemleri (MSTS), görüntü, kızılötesi ve radar bantlarında askeri unsurların izlerini azaltmak için geliştirildi. Düşük maliyetli dronların, termal kameraların ve gelişmiş radarların modern muharebe sahasında yaygınlaşmasıyla birlikte, bu tür çözümler artık ordular için temel bir ihtiyaç hâline geldi. Sistemler, Temmuz–Eylül döneminde Thun ve Bure bölgelerinde farklı kuvvet unsurlarının katıldığı kapsamlı testlerden geçirildi.
Tedarik sürecinde performansın yanı sıra lojistik, maliyet, entegrasyon ve endüstriyel katkı gibi faktörler de değerlendirildi. On dört ayrı lot ile ihtiyaç alanlarına göre farklı konfigürasyonlar seçilebiliyor: zırhlı araçlar için özel kaplamalar, sabit mevziler için kamuflaj çözümleri veya depolar ve geçici tesisler için geniş kapsamlı kapatma sistemleri. SSZ’nin ürünleri özellikle İsviçre’nin yoğun olduğu alp ve kentsel bölgeler için uyarlanırken, Saro ve Saab Barracuda’nın sunduğu modüler ağ çözümleri hâlihazırda birçok Avrupa ordusunda kullanılıyor. Bu yaklaşım, tüm kullanım alanlarına tek bir sistem dayatmak yerine geniş bir seçenek yelpazesi oluşturuyor.
MSTS teknolojisi, askeri unsurların elektromanyetik spektrumun farklı bölümlerindeki görünürlüğünü azaltarak çalışıyor. Görsel anlamda desenleri bozarak doğal çevreyi taklit eden sistemler, aynı zamanda nesnenin kızılötesi radyasyon yayılımını değiştirerek dronlar veya termal kameralar tarafından tespit edilmesini zorlaştırıyor. Radar dalgalarının geri yansımasını azaltan özel katmanlar ise radar tespit menzillerini ve doğruluğunu düşürüyor.
Taktik düzeyde, bu çözümler MALE sınıfı dronların sürekli gözetim yaptığı ve küçük quadcopterlerin cephe hattında yoğun şekilde kullanıldığı ortamlarda büyük avantaj sağlıyor. Multispektral kamuflaj, düşmanın operasyonel resmini oluşturmasını zorlaştırarak tespit–taarruz döngüsünü geciktiriyor ve hassas mühimmatlara hedef sunumunu azaltıyor. Emisyon kontrolü ve birlik dağılımı ile birlikte kullanıldığında, birliklerin hayatta kalma ihtimalini ciddi şekilde artırıyor.
İsviçre’nin bu seçimi, aynı zamanda Avrupa ülkeleriyle müşterek çalışma kabiliyetini güçlendiriyor. Birçok Avrupa ordusuyla uyumlu kamuflaj çözümlerinin tercih edilmesi; ortak tatbikatlar, eğitim faaliyetleri ve çok uluslu yapıların gerektirdiği teknik uyumluluğu kolaylaştırıyor. Bu durum, siyasi olarak tarafsız bir ülke olsa da askeri iş birliklerine katılan İsviçre için önem taşıyor.
Genel tabloya bakıldığında, karar Avrupa’da hızla gelişen drone teknolojisi, sentetik açıklıklı radarlar ve pasif sensörler karşısında imza yönetiminin giderek daha önemli bir savunma katmanı hâline geldiğini gösteriyor. Multispektral kamuflaj, hem toprak savunmasını güçlendirmek hem de kara unsurlarını sürekli hava ve uydu gözetiminden korumak için kritik bir yatırım olarak öne çıkıyor.





