Dubai Airshow 2025, Birleşik Arap Emirlikleri’nin savunma sanayi vizyonunda kritik bir dönüm noktası oldu. Tawazun Konseyi ve Avrupa’nın önde gelen füze üreticisi MBDA, ülkede “MBDA UAE” adlı yeni bir ortak yapılanma kurulduğunu, Raijin temelli dolaşan mühimmatın yerli üretimine başlanacağını ve Tawazun Sanayi Parkı’nda yeni bir termal batarya tesisinin inşa edileceğini duyurdu. Bu adım, BAE’nin füze ekosisteminde müşteri konumundan ortak üretici seviyesine geçişini hızlandırırken, hassas mühimmatlarda uzun vadeli stratejik bağımsızlığı güçlendirecek bir etki yaratıyor.
2023’te Abu Dabi’de hizmete giren Füze Mühendislik Merkezi üzerine inşa edilen bu yeni iş birliği, artık tek bir ürün geliştirmekten ziyade tam kapsamlı bir füze ekosistemi oluşturmayı amaçlıyor. MBDA UAE, ortak mühendislik faaliyetlerini yönetmek, yerli üretimi koordine etmek ve BAE Silahlı Kuvvetleri için geliştirilecek mühimmatların yaşam döngüsünü ülkede idame etmek üzere kuruldu.
Program kapsamında ilk büyük yerli geliştirme, Fly-R tarafından tasarlanan R2-120 Raijin insansız platformunu temel alan “elmas formunda” dolaşan mühimmat olacak. Katlanabilir romboid kanat yapısı sayesinde kompakt bir tüpten fırlatılabilen sistem; yaklaşık 5–6 kg kalkış ağırlığı, 1,5 kg harp başlığı, 50 km menzil ve 45 dakikaya yaklaşan havada kalış süresi sunuyor. Elektro-optik/kızılötesi sensörlerle donatılan mühimmat, çift yönlü veri bağı sayesinde keşif, hedef teşhisi ve hassas vuruş görevlerini tek platformda birleştiriyor.
BAE’nin füze sanayisini dönüştüren üçüncü unsur ise Tawazun Sanayi Parkı’nda kurulacak termal batarya üretim tesisi. Fransız ASB firmasının desteğiyle kurulacak Emirati Thermal Batteries (ETB), füze ve akıllı mühimmatlarda kullanılan yüksek sıcaklıkta aktive edilen bataryaların yerli üretimini üstlenecek. Bu teknoloji, güdüm sistemleri, aktüatörler ve arayıcı başlıkların enerji ihtiyacını karşılayan kritik bir bileşen olarak görülüyor.
Bu entegre yapı—MBDA UAE, mühendislik merkezi, Raijin-türevli mühimmat ve ETB tesisi—BAE’nin füze ve hassas vuruş kabiliyetlerinde tam bir ekosistem oluşturmasına imkân sağlıyor. Böylece ülke, hem ihracat yapabilen bir üretim zinciri kazanıyor hem de dışa bağımlı olduğu stratejik alt bileşenlerde kontrolü ele almış oluyor.
Analistlere göre bu adım, Körfez ülkelerinin artık sadece satın alan değil, komple füze ekosistemi geliştiren aktörlere dönüşmesini temsil ediyor. Sonuç, Orta Doğu’daki güvenlik mimarisine ve hassas taarruz sistemlerinin düzenlenmesine dair küresel tartışmalara uzun vadeli etkiler yaratacak yeni bir dönem.





