Türkiye’nin ilk milli jet eğitim ve hafif taarruz uçağı HÜRJET, hem iç pazardaki hazırlıklarını hem de uluslararası ihracat adımlarını hızla ilerletiyor. TUSAŞ tarafından geliştirilen HÜRJET, prototip testlerini tamamlayarak seri üretim aşamasına yaklaşırken, İspanya ile yürütülen ihracat görüşmelerinde de kritik bir noktaya gelindi.
Seri Üretim İçin Son Hazırlıklar
HÜRJET, test uçuşlarından elde edilen veriler doğrultusunda seri üretim hazırlıklarını sürdürüyor. Türk Hava Kuvvetleri için planlanan ilk teslimatlar önümüzdeki yıllarda gerçekleşecek. Uçağın çeşitli konfigürasyon ve varyantları, ihtiyaçlar doğrultusunda hızla adapte edilebilecek şekilde tasarlanıyor.
İspanya ile İhracat Görüşmeleri Son Aşamada
HÜRJET’in yurtdışı yolculuğunda en önemli adım, İspanya’ya yönelik ihracat anlaşması olacak. TUSAŞ Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu, İspanyol medya kuruluşu El Español’a yaptığı açıklamada, taraflar arasında çözülmemiş herhangi bir konu kalmadığını ve nihai tedarik sözleşmesinin kısa süre içinde imzalanmasının beklendiğini belirtti.
Sözleşme kapsamında, HÜRJET’in F-5 uçaklarının yerine geçecek Entegre Eğitim Sistemi için toplam maliyetin yaklaşık 3 milyar 120 milyon avro olacağı ve 45 uçağın teslimatının 2028’de başlamasının planlandığı ifade ediliyor. Teslimat takvimi, varyantlar ve konfigürasyonlar, sözleşmenin resmen imzalanmasının ardından açıklanacak.
İlgili Makale: İspanya, Türkiye’den 45 Hürjet Satın Alacak
Esneklik ve Teknolojik Üstünlük
Demiroğlu, HÜRJET’in öncelikli olarak eğitim amaçlı bir jet olarak tasarlandığını vurguladı; ancak yeni misyon ihtiyaçları veya varyant talepleri ortaya çıkması durumunda TUSAŞ’ın bu gereksinimlere hızlı şekilde yanıt verebilecek kapasiteye sahip olduğunu belirtti.
Bu yaklaşım, HÜRJET’in sadece bir eğitim uçağı olmanın ötesinde, çeşitli görevler için uyarlanabilir bir platform olarak uluslararası pazarlarda rekabet avantajı sunmasını sağlayacak.
Gelecek Perspektifi
HÜRJET’in seri üretim uçuşunun yaklaşması ve İspanya ile ihracat sözleşmesinin yakın zamanda imzalanması, Türkiye’nin savunma sanayisi açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Bu süreç, hem milli üretim kapasitesinin güçlenmesini hem de Türkiye’nin uluslararası havacılık pazarındaki prestijinin artmasını sağlayacak.
