Northrop Grumman, ABD Hava Kuvvetleri envanterindeki F-16 savaş uçaklarında AN/ALQ-257 Integrated Viper Electronic Warfare Suite (IVEWS) ile AN/APG-83 SABR AESA radarının tam entegrasyonunun tamamlandığını duyurdu. Bu birleşik yapı, uçağın aynı frekans dilimi içinde hem keşif yapmasını, hem sinyal bozmasını hem de hedef takibini mümkün kılarak Viper’ın yüksek tehditli ortamlardaki dayanıklılığını önemli ölçüde artırıyor.
IVEWS; geniş bant dijital mimarisi, yeni nesil radar ikaz alıcısı, gelişmiş işlemcisi ve F-16’nın dar gövde alanlarına uyarlanmış yüksek güçlü vericileriyle modern tehditleri tespit, teşhis ve etkisiz hâle getirebiliyor. Özellikle milimetre dalga bantlarında çalışan hava savunma sistemlerine karşı hızlı tepki verebilmesi, sistemi geleneksel harici podlara kıyasla çok daha çevik hâle getiriyor.
Bu entegrasyonun en kritik tarafı, IVEWS’in SABR ile “aynı anda çalışabilmesi”. Sistemler her bir radar darbesini dijital olarak senkronize ediyor ve birbirlerinin hangi spektrumu kullandığını anlık olarak takip ediyor. Bu sayede geçmişte zorunlu olan “radarı körleştirme” ihtiyacı ortadan kalkıyor; F-16 hem yüksek çözünürlüklü SAR görüntüleme yapabiliyor hem de aynı anda düşman radarlarını bastırabiliyor.
APG-83 SABR; F-22’nin APG-77 ve F-35’in APG-81 radar teknolojilerinden türetilmiş uzun menzilli tarama, hareketli hedef tespiti, deniz ve kara modlarında yüksek çözünürlük sağlayan son nesil bir AESA radar. Bu radar, yeni F-16 Block 70/F-16V uçaklarının standart sensörü ve ABD Hava Kuvvetleri’nin modernizasyon programının temel bileşeni olarak dünya genelinde yaygın biçimde kullanılıyor.
IVEWS’in geliştirme süreci laboratuvar entegrasyonlarının ardından Northern Lightning 2021 gibi yoğun elektronik harp tatbikatlarında test edildi. 70’ten fazla sorti ve yüzlerce uçuş saatinin ardından sistem resmî program statüsü kazandı ve seri üretime hazır hâle geldi. Ek fonlamalarla Orta Doğu’daki acil operasyon ihtiyacını karşılamak üzere onlarca setin hızlı tedariki planlandı.
IVEWS–SABR entegrasyonu sayesinde F-16 artık sadece dış destekle değil, kendi elektronik harp kabiliyetleriyle düşman hava savunma bölgelerine nüfuz edebilen bir platforma dönüşüyor. Sistem, karmaşık ve hareketli radar tehditlerini ayıklayarak konum verisi üretebiliyor ve temiz radar görüntüsünü hem kokpite hem de Link 16 ağına aktarabiliyor. Bu yetenek, düşman hava savunma sistemlerinin bastırılması (SEAD) görevlerinde HARM füzeleri ve aldatıcı mühimmatların çok daha etkili kullanılmasını sağlıyor.
Dünya genelinde F-16 filosunun genişliği düşünüldüğünde, bu yeni paket özellikle cazip hâle geliyor. Türkiye, 150’den fazla IVEWS seti için anlaşma yapan ilk yabancı müşteri olurken; birçok ülke, hızla çeşitlenen elektronik tehditlere karşı ABD ile uyumlu bir çözüm arayışında Northrop Grumman ile temas hâlinde. Modüler mimarinin insansız sistemlere ve diğer ABD platformlarına uyarlanabilmesi ise şirketin ihracat potansiyelini daha da genişletiyor.
