ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve aynı zamanda Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Türkiye’nin savunma sanayindeki gelişmelerine ilişkin olumlu değerlendirmelerde bulundu. Barrack, Baykar’ın Bayraktar TB2 gibi insansız hava araçlarının uluslararası alanda kazandığı başarılara dikkat çekerek, Türkiye’nin savunma alanında önemli bir ivme yakaladığını belirtti.
F-35 programına dair süreci de değerlendiren Barrack, taraflar arasında yıl sonuna kadar bir çözüme ulaşılabileceğine inandığını dile getirdi. Yaklaşık 1,5 ay önce Ankara’daki görevine başlayan Barrack, İzmir’de tarihi Kemeraltı Çarşısı ve Kızlarağası Hanı’nı ziyaret ederek, yerel halkla sohbet etti. Bölgedeki canlı atmosferi “Gerçek hayatın kalbi” olarak nitelendiren Barrack, Türk mutfağından özellikle kebabı beğendiğini ve el dokuması halılara ilgi gösterdiğini aktardı.
ABD-Türkiye İlişkileri ve Orta Doğu’ya Bakış
Barrack, Türkiye’yi tarihsel bağları olan bir ülke olarak gördüğünü ve dedesinin Osmanlı pasaportuyla Amerika’ya göç ettiğini anlattı. Göreve başladığı ilk günlerde duyduğu heyecanı ve Anıtkabir ziyaretinde yaşadığı duygusal anları paylaştı.
NATO Zirvesi’nde ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki güçlü kişisel ilişkinin önemine vurgu yapan Barrack, Dışişleri Bakanları Hakan Fidan ve Mike Pompeo’nun da yakın iletişim içinde olduğunu belirtti. Bu kişisel güvenin iki ülke arasındaki iş birliğine olumlu katkı sağladığını ifade etti.
Orta Doğu’daki değişim sürecine dikkat çeken Barrack, Türkiye’nin bölgedeki çatışmaların çözümünde kritik bir aktör olduğunu ve uzun süredir hak ettiği değeri tam olarak göremediğini söyledi. Trump ve Erdoğan’ın bu durumu değiştirmek için diyaloğa dayalı bir fırsat yarattığını dile getiren Barrack, “Orta Doğu’da gerçek bir liderlik gerekmekte” dedi.
Türkiye’nin Stratejik Konumu
NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip olan Türkiye’nin savunma kapasitesinin oldukça güçlü olduğunu vurgulayan Barrack, özellikle hava savunması ve sert güç unsurlarına sahip olmasının yanında, Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusunun da büyük avantaj sağladığını söyledi. Osmanlı İmparatorluğu’nun “millet sistemi”nden örnek vererek, farklı etnik ve dini grupların uyum içinde yaşadığı Türkiye’nin, bölgesel barış için önemli bir merkez olabileceğini belirtti.
İsrail-İran Gerilimi ve Bölgesel Barış Umudu
Barrack, İsrail ile İran arasındaki gerilimin sürdüğü ortamda, Türkiye’nin bu süreci olumlu şekilde şekillendirecek anahtar ülke olduğuna dikkat çekti. “İsrail’in yeniden tanımlanması gerekiyor ve bu sürecin merkezinde Türkiye yer almalı” ifadelerini kullandı.
F-35 programı ve CAATSA yaptırımlarıyla ilgili olarak ise Barrack, ABD’nin iki ülke arasındaki ilişkilerde yapıcı adımlar atıldığını, F-35 konusunda ise yıl sonuna kadar bir çözüme ulaşılabileceğine inandığını söyledi. Türkiye’nin F-16 ve F-35 programlarındaki kritik rolüne vurgu yaptı.
Yeni Diyalog Arayışları ve Bölgesel Barış
Orta Doğu’da İbrahim Anlaşmaları’nın genişleme potansiyeline dikkat çeken Barrack, Gazze’deki zor koşullara rağmen barış umutlarının devam ettiğini belirtti. Türkiye ile İsrail arasındaki geçmişteki iyi ilişkilerin tekrar kurulabileceğini ve Suriye ile İsrail arasında diyalog kapılarının aralanmasının umut verici olduğunu ifade etti.
Suriye’deki gelişmeler hakkında da konuşan Barrack, Suriye hükümetinin bölgesel barış için muhatap olacağını, ABD’nin de Suriye’de siyasi çözüm sürecine destek verdiğini söyledi. SDG’nin Suriye’nin entegrasyonunda rolü olacağını, ancak nihai yetkinin merkezi Suriye hükümetinde olduğunu vurguladı.
