ABD Deniz Piyadeleri, 22’nci Deniz Seferi Birliği (MEU) bünyesinde görev yapan AH-1Z Viper taarruz helikopterleriyle Karayip Denizi’nde 22 Eylül 2025 tarihinde kapsamlı bir canlı atış tatbikatı gerçekleştirdi. Tatbikat, denizden yürütülen harekâtlarda hedef tespiti, ateş gücü entegrasyonu ve amfibi birliklerle koordinasyon kabiliyetlerinin artırılmasını amaçladı.
Amfibi bir platformdan havalanan Viper helikopterleri, yüksek tempolu senaryolar kapsamında sabit ve hareketli deniz hedeflerine 20 mm top, Hydra-70 roketleri ve güdümlü mühimmatlarla atış yaptı. Tatbikatın, Deniz Piyadeleri’nin “Dağıtılmış Deniz Operasyonları” konsepti doğrultusunda deniz hava unsurlarının ateş desteği ve çevik görev değişimi kabiliyetlerini pekiştirdiği belirtildi.
Tatbikatta AH-1Z’lere UH-1Y Venom genel maksat helikopterleri ve insansız hava araçları da destek verdi. Bu unsurlar, ağ merkezli hedefleme sistemi sayesinde gerçek zamanlı veri paylaşımı yaparak Viper mürettebatına dinamik hedefleme imkânı sundu.
Bell Helicopter tarafından geliştirilen AH-1Z Viper, Deniz Piyadeleri’nin en gelişmiş taarruz helikopteri olarak öne çıkıyor. Dört kanatlı kompozit rotor yapısı, gelişmiş uçuş kontrol sistemi ve modüler silah entegrasyonu sayesinde platform; Hellfire, JAGM ve APKWS gibi modern mühimmatlarla yüksek hassasiyetli taarruzlar gerçekleştirebiliyor. Tuzlu suya dayanıklı gövde yapısı ve katlanabilir rotor sistemi sayesinde gemi konuşlu görevlerde uzun süreli kullanım imkânı sağlıyor.
22’nci Deniz Seferi Birliği, ABD Güney Komutanlığı sorumluluk sahasında görev yapıyor ve acil müdahale, keşif, özel harekât, kriz yönetimi ve insani yardım operasyonlarında kullanılmak üzere yapılandırılmış durumda. Karayip bölgesinde artan güvenlik riskleri ve deniz yollarının korunmasına yönelik tehditler nedeniyle yapılan bu tatbikat, bölgesel caydırıcılığın güçlendirilmesi açısından stratejik bir mesaj niteliği taşıyor.
Yetkililer, Viper filosunun gelecekte genişletilmiş menzilli güdümlü roketler ve yeni nesil modüler mühimmat sistemleriyle donatılmasının planlandığını belirtiyor. Karayip Denizi’ndeki tatbikat, bu sistemlerin zorlu deniz koşullarında test edilmesi açısından da önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.





