Beyaz Saray, üst düzey bir ABD Donanması komutanının Venezuela açıklarında şüpheli bir uyuşturucu teknesine gerçekleştirilen ikinci hava saldırısını bizzat emrettiğini doğruladı. Basın Sözcüsü Karoline Leavitt, Amiral Frank Bradley’nin “tam yetkisi ve hukuki sınırlar içinde” hareket ettiğini söyledi.
Leavitt, Savunma Bakanı Pete Hegseth’in operasyonu onayladığını ancak Washington Post’un iddia ettiği gibi “gemideki herkesin öldürülmesi” yönünde bir talimat vermediğini vurguladı. Habere göre ikinci saldırı, ilk patlamadan sağ kurtulan ve yanan tekneye tutunarak hayatta kalmaya çalışan iki kişiyi hedef aldı.
Cumhuriyetçi ve Demokrat milletvekilleri, operasyonla ilgili iddialar üzerine inceleme başlatılacağını açıkladı.
Trump yönetimi, “başkan tarafından terör örgütü olarak tanımlanan narkotik ağlarının” uluslararası hukuk çerçevesinde ölümcül hedef olarak görüldüğünü savunuyor. Leavitt, gazetecilerin ilk saldırıda iki kişi hayatta kaldığı ya da ikinci saldırının doğrudan onları öldürmeye yönelik olduğu sorularına yanıt vermedi.
Hegseth, hakkındaki suçlamaları “uydurma ve çarpıtılmış” olarak nitelendirerek reddetti. Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Amiral Bradley’ye “tam destek” verdiğini belirtti.
ABD, son haftalarda Karayipler’deki askerî varlığını artırmış ve Venezuela ile Kolombiya açıklarında uluslararası sularda uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı olduğu iddia edilen teknelere yönelik bir dizi ölümcül saldırı gerçekleştirmişti. Eylül ayından bu yana 80’den fazla kişinin bu operasyonlarda öldüğü bildiriliyor.
Operasyonlar, Washington ile Caracas arasındaki tansiyonu keskin şekilde yükseltti. Başkan Trump, Venezuela’ya ABD kara kuvveti gönderme seçeneğini zaman zaman dile getirdi.
ABD Kongresi’nde de baskı artıyor. Senato Silahlı Hizmetler Komitesi, saldırılarla ilgili kapsamlı bir inceleme başlatacağını duyurdu. Komite Başkanı Roger Wicker, “operasyonu yöneten amiralin” ifade vereceğini söyledi ve ses-kayıt dahil tüm belgelerin talep edildiğini açıkladı.
Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi de benzer biçimde iki partinin ortak çalışacağı bir inceleme yürütüleceğini bildirdi. ABD Genelkurmay Başkanlığı’nın üst düzey temsilcileri hafta sonunda hem Temsilciler Meclisi hem de Senato ile görüşerek operasyonların yasal çerçevesi hakkında bilgi verdi.
Uzmanlar, özellikle ikinci saldırının hukuki meşruiyeti konusunda ciddi şüpheler olduğunu belirtiyor. İlk patlamadan kurtulan kişilerin, savaş dışı kalmış muharipler veya deniz kazası mağdurları statüsünde uluslararası hukuk tarafından korunduğu görüşü öne çıkıyor. Cenevre Sözleşmeleri, çatışma dışı kalan yaralıların hedef alınmasını açıkça yasaklıyor.
Venezuela Ulusal Meclisi, saldırıları kınayarak 2 Eylül’deki olayla ilgili kapsamlı bir soruşturma başlatacağını açıkladı. Caracas yönetimi, ABD’nin bölgedeki tansiyonu artırarak hükümeti devirmeyi amaçladığını savunuyor.
Venezuela Başsavcısı Tarek William Saab, BBC’ye yaptığı açıklamada Trump’ın Venezuela’ya yönelik iddialarının ülkenin doğal kaynaklarına duyulan “kıskançlıktan” kaynaklandığını söyledi. Ayrıca iki ülke arasında “zehirli atmosferi” dağıtmak için doğrudan diyalog çağrısında bulundu.
Trump, Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro ile geçen ay kısa bir telefon görüşmesi yaptığını doğrulamıştı. ABD lideri, Maduro’ya ülkeyi terk etmesi karşılığında istediği bir ülkeye gitme seçeneği sunduğunu ancak Maduro’nun bunu reddettiğini ifade etti. Maduro’nun yardımcılarına af talep ettiği ve ordunun kontrolünü elinde tutmak istediği iddia edildi; Trump ise bu talepleri geri çevirdi.
ABD yetkilileri uzun süredir Maduro’yu, üst düzey Venezuelalı asker ve güvenlik görevlilerinin içinde bulunduğu “Güneş Karteli” adlı iddia edilen bir uyuşturucu örgütünün parçası olmakla suçluyor. Maduro ise suçlamaları kesin bir dille reddediyor.





