ABD Hava Kuvvetleri, Florida’daki Eglin Hava Üssü’nde gerçekleştirdiği tarihi bir test uçuşunda, F-16 savaş uçağını yapay zekâ tarafından kontrol edilen XQ-58A Valkyrie insansız hava aracıyla aynı formasyonda uçurdu. “Top Gun AI” adı verilen gizli program kapsamında yapılan bu test, geleceğin savaş konseptinde insanlı ve insansız hava araçlarının ortak görev yapabilmesi yolunda önemli bir dönüm noktası oldu.
Yapay Zekâ Kontrollü Uçuşta Yeni Bir Dönem
CBS News’in 5 Ekim 2025 tarihli haberine göre, söz konusu test uçuşu yalnızca formasyon uçuşunu değil, aynı zamanda Valkyrie’nin bağımsız olarak düşman uçaklarını tespit etme, gerçek zamanlı savaş verilerini analiz etme ve sınırlı hava muharebesi manevraları yapma kabiliyetini de gösterdi. Bu performans, ABD Hava Kuvvetleri’nin hava üstünlüğü anlayışını yeniden şekillendiren bir adım olarak değerlendiriliyor.
Geleceğin Savaş Doktrini: İnsan + Yapay Zekâ
Denemede kullanılan XQ-58A Valkyrie, ABD Savunma Bakanlığı’nın Ortak Muharebe Uçağı (CCA) programının bir parçası ve Yeni Nesil Hava Üstünlüğü (NGAD) girişiminin temel unsurlarından biri. Hava Kuvvetleri, 2030’a kadar 1.000’e yakın yapay zekâ destekli hava aracını hizmete almayı hedefliyor. Bu uçaklar, insanlı savaş uçaklarına kıyasla dörtte bir maliyetle üretilebiliyor ve çok daha risk toleranslı görevlerde kullanılabiliyor.
Teknik Özellikler ve Taktik Rol
Kratos Defense tarafından geliştirilen XQ-58A Valkyrie, pist gerektirmeyen, düşük radar iziyle çalışan ve 45.000 feet (13.700 m) irtifaya kadar çıkabilen jet motorlu bir İHA. Yaklaşık 3.700 km menzile sahip olan Valkyrie, hem taarruz hem de elektronik harp görevleri için kullanılabiliyor. Dahili silah bölmesi, istihbarat (ISR), hava savunma bastırma (SEAD) ve hassas taarruz görevlerini yerine getirmesini sağlıyor.
Stratejik Önemi
ABD Hava Kuvvetleri, bu sistemi insan pilotların yerine değil, onların “güç çarpanı” olarak konumlandırıyor. Olası yüksek yoğunluklu çatışma senaryolarında—örneğin Pasifik bölgesinde—Valkyrie sürüleri düşman hava savunmalarını doyurabilir, hedef şaşırtabilir veya yüksek değerli hedeflere saldırabilir. Bu yaklaşım, insan kaybı riskini azaltırken savaş alanında hız, esneklik ve dayanıklılığı artırıyor.
General Duke Richardson’ın sözleriyle: “Geleceğin uçakları bir ekip olarak savaşacak. Bazılarında pilot olacak, bazılarında olmayacak. Ancak hepsi aynı savaş ritmini paylaşacak.”