ABD Savunma Bakanlığı, Pasifik’teki savunma mimarisini dönüştürecek önemli bir adım atarak prototip hava ve füze savunma sistemlerini Guam ve Güney Kore’deki birliklere sevk etti. Yeni nesil radarlar, komuta-kontrol ağları ve fırlatma sistemlerinin sahaya taşınması, Çin ve Kuzey Kore’den gelen artan tehditlere karşı ABD’nin bölgesel savunma hazırlıklarını hızlandırıyor.
Stars and Stripes gazetesinin 13 Kasım 2025 tarihli haberine göre Pentagon, Guam’a ilk prototip ekipmanları ulaştırdı ve benzer sistemleri Güney Kore’ye gönderdi. PEO Missiles and Space yetkilisi Jeannie Sommer, bu adımın “sistemin test sahalarında bekletilmesi yerine, gerçek operasyon ortamında askerlerle buluşturulması” için bilinçli olarak atıldığını söyledi.
Guam’da kurulan savunma mimarisi, balistik, seyir ve hipersonik füzelere karşı 360 derecelik bir kalkan üretmek üzere 8 milyar dolarlık bir proje olarak şekilleniyor. Ada genelinde konuşlandırılacak radarlar, fırlatıcılar ve komuta tesisleri; Kara Kuvvetleri’nin IBCS ağı ile Donanma’nın Aegis Savaş Sistemi arasında ortak bir ateş kontrol yapısıyla birbirine bağlanacak. İlk operasyonel kapasitenin 2027 mali yılında ortaya çıkması planlanıyor.
Sistemin dijital omurgasını Northrop Grumman tarafından geliştirilen IBCS oluşturuyor. Sentinel A4, LTAMDS GhostEye, AN/TPY-2, Patriot radarları ve Aegis SPY serisi sensörlerden gelen verileri birleştiren IBCS, tehdide en uygun önleyiciyi —Patriot, THAAD veya diğerleri— otomatik olarak seçiyor. 2025’te White Sands’te gerçekleştirilen denemelerde karma tehditlere karşı başarılı performans kaydedildi.
Raytheon’un LTAMDS radarı, üç sabit GaN AESA paneli sayesinde tam 360 derecelik kapsama ve küçük, hızlı hedeflere karşı gelişmiş ayrıştırma sunuyor. Lockheed Martin’in Sentinel A4 radarı ise önceki versiyonlara göre yaklaşık %175 menzil artışı sağlayarak alçak irtifa seyir füzeleri ve İHA’ların takibini büyük ölçüde güçlendiriyor. 2025 yılında Guam’da yapılan testlerde radarların mimariye başarıyla entegre edildiği doğrulandı.
Atıcı bileşenlerde IFPC (Enduring Shield) sistemi, dronlar, roketler, seyir füzeleri ve topçu mühimmatı gibi tehditlere karşı sabit tesis koruması sağlıyor ve kara konuşlu AIM-9X füzelerini kullanıyor. Üst katmanda ise 16 adede kadar PAC-3 MSE taşıyabilen M903 Patriot fırlatıcıları görev alıyor. PAC-3 MSE’nin yüksek enerjili, çarpışma ile imha kabiliyeti balistik tehditlere karşı kritik önem taşıyor.
Guam, ABD’nin bölgesel stratejisinde merkezi bir konumda bulunuyor. Çin’in DF-26 ve DF-27 gibi uzun menzilli sistemleri, adayı bölgedeki muhtemel çatışma senaryolarının öncelikli hedeflerinden biri haline getirdiği için kalıcı bir savunma kalkanı Washington tarafından zorunlu görülüyor.
Güney Kore ise ikinci test sahasını oluşturuyor. ABD Ordusu, Patriot, THAAD, IFPC ve IBCS’i tek bir komuta yapısı altında toplayacak karma bir savunma taburu oluşturmak için bölgeye IFPC birliği sevk ediyor. Bu adım, Kuzey Kore’nin katı yakıtlı kıtalararası füzeler, hipersonik silahlar ve karmaşık İHA-seyir füzesi saldırılarını hızla geliştirdiği bir döneme denk geliyor.
Sommer, sistemlerin sahaya erken sürülmesinin klasik, uzun soluklu tedarik sürecini kırmak için tercih edildiğini belirtti. Bu yaklaşım, Savunma Bakanı Pete Hegseth’in “savaş dönemine uyarlanmış tedarik modeli” çağrısıyla da örtüşüyor. Kongre, Guam savunmasının hızla tamamlanmasını ve ABD güçlerinin Pasifik’te daha iyi korunmasını talep ederken bu yöntem siyasi destek buluyor.





