Entegre hava savunması alanında tarihi bir gelişmeye imza atan Avustralya, NASAMS (Ulusal Gelişmiş Hava Savunma Füze Sistemi) platformunu kullanarak dünyada ilk kez AIM-9 Sidewinder füzesinin kara konuşlu atışını başarıyla gerçekleştirdi. 30 Haziran 2025 tarihinde Güney Avustralya’daki Woomera Test Sahası’nda yapılan bu gösterim, Avustralya Savunma Kuvvetleri’nin modernizasyon çabalarında önemli bir dönüm noktası oldu.
Test kapsamında, Kraliyet Avustralya Topçusu’nun 16. Alayı, Sidewinder füzesini Hawkei Yüksek Hareket Kabiliyetli Fırlatma Aracı üzerinden fırlattı. Raytheon Australia’nın liderliğinde 18 ayı aşkın bir geliştirme ve doğrulama sürecinin ardından elde edilen bu başarı, genellikle hava-hava görevlerinde kullanılan Sidewinder füzesinin kara konuşlu operasyonlara uyarlanmasıyla sağlandı. Böylece NASAMS platformu, halihazırda taşıdığı AIM-120 AMRAAM’ın yanında, kısa menzilli ve çevik bir savunma seçeneğine daha kavuşmuş oldu.
İki farklı füze türünün aynı platformda kullanılabilmesi, kara konuşlu hava savunma birliklerinin esnekliğini ve tepkisel kapasitesini önemli ölçüde artırıyor. Bu yapı, alçak irtifada uçan dronlar, seyir füzeleri ve yüksek hızlı hava araçları gibi geniş bir tehdit yelpazesi için uyarlanabilir çözümler sunuyor. Hawkei aracı sayesinde sistem, şehir içi bölgelerden ücra noktalara kadar farklı operasyonel ortamlarda hızlı şekilde konuşlandırılabiliyor.
Entegrasyon, Avustralya Ulusal Savunma Stratejisi kapsamında yürütülen LAND 19 Faz 7B projesi çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Bu gelişme, Avustralya’yı katmanlı ve modüler hava savunma sistemlerinde küresel bir lider konumuna taşıyor ve Hint-Pasifik bölgesindeki giderek karmaşıklaşan tehditlere karşı etkili bir yanıt verme kapasitesi sağlıyor.
Ana yüklenici olarak görev yapan Raytheon Australia, bu kabiliyetin geliştirilmesinde yerel sanayinin kritik rolüne dikkat çekti. Başarılı test, yalnızca operasyonel hazırlığı göstermekle kalmıyor, aynı zamanda gelecekteki satın alma planlarını da etkilemesi ve bu füze sisteminin diğer askeri birimlere yayılmasının önünü açması bekleniyor.
Hava savaşlarının sürekli evrildiği bir dönemde, NASAMS ile Sidewinder kombinasyonunun oluşturduğu bu yenilik, çok amaçlı ve görev uyumlu savunma sistemlerine doğru yaşanan dönüşümün açık bir örneği. Bölgesel gerilimlerin arttığı bir ortamda, bu tür teknolojik atılımlar, Avustralya’nın güvenli, egemen ve stratejik olarak hazırlıklı kalma kararlılığını bir kez daha ortaya koyuyor.