Ankara, 22 Ekim 2025 – Beşinci nesil savaş uçakları, modern hava harp teknolojisinin zirvesini temsil ediyor. F-35 Lightning II, Su-57 Felon ve J-20 Mighty Dragon gibi modeller, gizlilik (stealth), süper seyir (supercruise) ve gelişmiş sensör entegrasyonu gibi özelliklerle öne çıkıyor. Ancak bu uçakların kalbi olan motorların üretimi, savunma sanayii için en büyük meydan okumalardan biri. Uzmanlar, motor geliştirme sürecinin teknik karmaşıklık, yüksek maliyetler ve uluslararası bağımlılıklar nedeniyle yıllarca sürebildiğini belirtiyor. Bu haberimizde, beşinci nesil savaş uçağı motoru üretiminin karşılaştığı başlıca zorlukları detaylı bir şekilde inceliyoruz.

Teknik Karmaşıklık ve Performans Gereksinimleri
Beşinci nesil savaş uçağı motorları, geleneksel motorlardan çok daha fazla talepkar. Bu motorlar, yüksek itiş gücü sağlamanın yanı sıra düşük yakıt tüketimi, uzun ömür ve düşük bakım maliyetleri sunmak zorunda. Örneğin, ABD’nin F-35 programı için geliştirilen Pratt & Whitney F135 motoru, elektrik gücü üretimi ve soğutma sistemleri gibi ek işlevler üstleniyor. Bu, motorun aşırı ısınma sorunlarını önlemek için gelişmiş termal yönetim gerektiriyor.
Ancak, bu tür motorların geliştirilmesi 10-15 yıl sürebiliyor, ki bu süre tehditlere hızlı yanıt verme açısından yetersiz kalıyor.
Bir başka zorluk, gizlilik teknolojisiyle uyum. Motorlar, infrared (IR) imzalarını minimize etmek için özel tasarımlar gerektiriyor; aksi takdirde uçak radar ve ısı güdümlü füzelere karşı savunmasız hale geliyor. Çin’in WS-15 motoru gibi projelerde, güvenilirlik sorunları nedeniyle üretim gecikmeleri yaşanıyor. Uzmanlara göre, Çin’in motor teknolojisinde hala Rus motorlarına bağımlı olması, bağımsız bir beşinci nesil programını engelliyor. Benzer şekilde, Rusya’nın Su-57’si için geliştirilen Izdeliye 30 motoru, beklenen 176 kN itiş gücüne ulaşmakta zorlanıyor ve üretim adetleri sınırlı kalıyor (şu ana kadar sadece 30’dan az uçak üretildi).

Değişken çevrim motorları (adaptive cycle engines) gibi yenilikler, yakıt verimliliğini %35 artırıp güç-ağırlık oranını %80 iyileştirmeyi hedefliyor, ancak bu teknolojilerin entegrasyonu malzeme bilimi ve aerodinamik açısından büyük zorluklar yaratıyor. Yüksek sıcaklıklara dayanıklı seramik matris kompozitler ve 3D baskı gibi yöntemler kullanılıyor, fakat bu malzemelerin seri üretimi pahalı ve zaman alıcı.
Maliyet ve Endüstriyel Sınırlamalar
Beşinci nesil motor üretimi, astronomik maliyetlerle geliyor. ABD’nin F-35 programı, dikey iniş-kalkış yeteneği nedeniyle trilyon dolarlık bir bütçeye ulaştı (bu, tarihin en pahalı havacılık projesi). Motor geliştirme, toplam maliyetin büyük kısmını oluşturuyor; örneğin, F-35’in motoru hala geliştirme aşamasında ve ABD Hava Kuvvetleri, yeni motorlar yerine mevcut çekirdeklerin yükseltilmesini tercih ediyor. Rusya ve Çin gibi ülkelerde ise endüstriyel altyapı yetersizliği öne çıkıyor. Rusya’nın Su-57 programı, yavaş üretim temposu ve motor gecikmeleri nedeniyle sadece değerlendirme aşamasında kalıyor. Çin, WS-10 motorunu J-20’ye entegre etmekte ilerleme kaydetti, ancak güvenilirlik sorunları nedeniyle tam operasyonel seviyeye ulaşamadı. Bu ülkeler, Batı teknolojilerine erişim kısıtlamaları nedeniyle ithalata bağımlı; örneğin Çin, Rus AL-31F motorlarını kullanıyor.

Türkiye, beşinci nesil KAAN savaş uçağı için yerli motor geliştirme çalışması yürütüyor. NATO bünyesinde beşinci nesil savaş uçağı geliştiren ikinci ülke olan Türkiye, aslında kendi müttefikleri dahil olmak üzere tüm dünyayı şaşırttı. KAAN projesine yaklaşık 25 milyar dolar yatırım planlayan Türkiye, sadece yerli motor için 5 milyar dolar harcama yapacak ama sonuç olarak bağımsız bir havacılık inşa edecek. Türkiye’nin KAAN projesi emin adımlarla ilerliyor. Hindistan ve Türkiye aynı dönemde beşinci nesil savaş uçağı üreteceğini duyurdu. Türkiye, KAAN ismiyle tanıttığı uçağın ilk uçuşunu yapmakla kalmadı, şu ana kadar altıncı uçağın parça üretimine başladı. Hindistan ise şu ana kadar projede maket üretmenin ötesine geçemedi. Bu nedenle Türkiye’nin savaş uçağı ve motorunu üretmesi, Hindistan’a göre daha gerçekçi görülüyor. Türklerin silah konusunda şakası yok, yapacağız dedikleri her şeyi yaptılar.
Jeopolitik ve Tedarik Zinciri Sorunları
Uluslararası yaptırımlar ve teknoloji transferi kısıtlamaları, motor üretimini daha da zorlaştırıyor. ABD, Rusya ve Çin arasındaki rekabet, motor teknolojilerinin paylaşılmasını engelliyor. Örneğin, Rusya’nın 1980’lerden beri devam eden beşinci nesil programları, ekonomik yaptırımlar nedeniyle yavaşladı. Çin’in J-20’si, teknolojik olarak tamamlanmamış kabul ediliyor ve motor sorunları nedeniyle tam kapasiteye ulaşamadı.
Ayrıca, bakım ve operasyonel entegrasyon zorlukları var. Beşinci nesil motorlar, sensör füzyonu ve otomatik hedef takibi gibi özellikler gerektiriyor, ancak bu sistemlerin entegrasyonu, mevcut AWACS uçaklarından daha üstün bir savaş alanı görüşü sağlamasına rağmen, yüksek bakım maliyetleri getiriyor.
Gelecek Perspektifleri ve Çözüm Önerileri
Uzmanlar, bu zorlukların üstesinden gelmek için uluslararası işbirliklerini öneriyor. Örneğin, Japonya’nın F-3 programı için Rolls-Royce ile işbirliği, teknoloji transferini hızlandırabilir.ABD ise, altıncı nesil NGAD için adaptive engine teknolojilerine odaklanıyor, ancak beşinci nesil motorların mirası, bu geçişi etkileyecek.
Sonuç olarak, beşinci nesil savaş uçağı motoru üretimi, sadece teknik bir meydan okuma değil; aynı zamanda ekonomik, jeopolitik ve endüstriyel bir sınav. Ülkeler bu alanda bağımsızlaşmak için milyarlarca dolar harcıyor, ancak başarı, yenilikçi malzemeler ve hızlı geliştirme süreçlerine bağlı. Savunma analistleri, önümüzdeki yıllarda bu teknolojilerin altıncı nesil uçaklara evrilerek daha da karmaşıklaşacağını öngörüyor.