19 Ekim Pazar 2025

Çin’in A2/AD Mimarisi Hint-Pasifik’te Güç Dengelerini Değiştiriyor

spot_img
spot_imgspot_imgspot_imgspot_img

Çin, bölgesel deniz ve hava harekâtını kısıtlamayı hedefleyen katmanlı bir A2/AD ağı inşa ediyor. Bu ağ; DF-21D ve DF-26 uzun menzilli füzeler, Type 055 muhripleri, YJ-21 yüksek hızlı gemi-devriye füzeleri ve yoğun bir çoklu-sensör yapısından oluşuyor. Ortaya çıkan tablo, müttefik uçak gemisi gruplarının tepki sürelerini daraltıyor, birinci ve ikinci ada zincirleri boyunca takviyeyi zorlaştırıyor ve ağı çalıştırabilen tarafa avantaj kazandırıyor.

Dış halkada DF-21D (yaklaşık 1.500 km menzil) ve DF-26 (yaklaşık 4.000 km) gibi balistik anti-gemi kapasiteleri bulunuyor; bunlar uçak gemilerini daha açığa itiyor ve hava kanadı döngülerini zorunlu hale getiriyor. İç hatlarda ise Type 055 muhripleri, 112 evrensel dikey fırlatma hücresiyle hem ateş gücü hem de sensör düğümü rolü üstleniyor; bunlar YJ-21 gibi hızlı anti-gemi silahlarıyla eşleştirildiğinde savunma reaksiyon sürelerini kısaltıyor ve müdahale yükünü artırıyor.

Sisteme tutarlı bir yapı kazandıran unsur ise sensör ağı: okyanus gözlem uyduları, ufkun ötesi radarlar, denizde uzun menzilli devriye uçakları, akustik ağlar ve sahil istasyonları birbiriyle veri paylaşıyor. Bu kaynakların birleştirilmesi, ötesi atışlar için gerekli takip bilgisini sağlıyor; tek bir sensör yerine veri füzyonu ve iz korelasyonu savaş alanında belirleyici hâle geliyor.

Üç teknik noktaya dikkat çekmek gerek: birincisi, anti-gemi balistik silahlar uçuş sırasında harici sensörlerden gelen güncellemeye bağımlı; güncelleme yoksa menzil teorik kalır. İkincisi, fırlatma hücresi sayısı menzille birlikte önem taşıyor; 112 hücreli Type 055 hem hava savunma balonunu sürdürebiliyor hem de saldırı yeteneğini koruyor. Üçüncüsü, YJ-21 gibi çok yüksek hızlı sistemler algı-karar-taarruz döngüsünü saniyeler düzeyine indirerek komuta-kontrol süreçlerine yeni kısıtlar getiriyor.

Çinli yaklaşım, varlık gösteriminden ziyade dayanıklılık ve etki üretmeye odaklanıyor: karadaki fırlatıcılar dağıtılıyor, gemiler kıyı destek unsurlarının gölgesinden faydalanıyor, H-6 bombardıman uçakları ve denizaltılar ek imkanlar sunuyor. Buna karşılık müttefikler, öldürme zincirini parçalayan tedbirlere öncelik veriyor — sensör ve atıcıları dağıtmak, adacıklar üzerinde “stand-in” kuvvetlerle sıkışıklık yaratmak, iletişim ve veri yollarına yönelik geçici kesintiler üretmek. Amaç tek bir radarı yıkmak değil; iz korelasyonu ve uçuş içi güncellemeleri bozarak ağ bütünlüğünü kırmak.

Eğer Çin, birinci ada zinciri ötesine kadar uzanan ve ağ bütünlüğünü koruyan bir A2/AD yapısını sürdürebilirse, krizlerin “gri bölge” aşamasında pazarlık gücü kazanır ve kuvvet takviyelerini geciktirir. Buna karşın müttefikler iz/komuta zincirini tekrarlayan kesintilerle zorlayabiliyorsa avantaj hareket kabiliyeti ve süreç dayanıklılığı olan aktörlere geçer. Bu ortamda denizdeki tonaja göre daha belirleyici olan, ağın bütünlüğü ve komuta-kontrol süreçlerinin dirençliliğidir.

En Son Haberler
- Reklam -spot_imgspot_imgspot_imgspot_img
- Reklam -spot_imgspot_imgspot_imgspot_img