Ukrayna Özel Operasyonlar Kuvvetleri, FP-1 tipi uzun menzilli derin taarruz İHA’sının Rusya’nın Rostov bölgesinde bir Mi-8 helikopterini uçuş hâlinde vurduğunu açıkladı. Ön cepheden yaklaşık 180–190 kilometre uzaklıkta gerçekleştiği bildirilen olay doğrulanırsa, insansız sistemlerin artık yalnızca sabit hedeflere değil, savaş sahası gerisinde hareket hâlindeki hava unsurlarına da yöneldiği yeni bir dönemin başlangıcı olacak.
22 Kasım’da yayımlanan açıklamada, olayın Rostov bölgesindeki Kuteynykove civarında yaşandığı ve bunun, Ukrayna yapımı FP-1’in bir helikopteri havada imha ettiği ilk vaka olduğu ifade edildi. FP-1 daha önce Rusya’nın derinliklerindeki yakıt tesisleri, mühimmat depoları ve diğer kritik altyapılara yönelik saldırılarla biliniyordu. Ancak Özel Operasyonlar Kuvvetlerine göre bu son görev, İHA’nın hedef olarak bizzat Ukrayna dronlarını avlamak için havalanan bir helikopteri takip edip vurması nedeniyle farklı bir eşiğe işaret ediyor. İddialar henüz bağımsız kaynaklarca teyit edilmedi ve Rusya Savunma Bakanlığı konuya ilişkin açıklama yapmadı; ancak olay, askeri çevrelerde Rus hava operasyonlarının güvenliğini etkileyebilecek bir gelişme olarak değerlendirilmeye başlandı.
FP-1’in Teknik Profili ve Yeni Rolü
Ukraynalı Fire Point şirketi tarafından geliştirilen FP-1, 1.600 km’ye yaklaşan menzili, 60–120 kg arası modüler harp başlığı ve elektronik karıştırmaya dirençli güdüm sistemiyle bilinen tek yönlü bir saldırı dronudur. Daha önce genellikle petrol rafinerileri veya lojistik merkezleri gibi sabit hedeflere karşı kullanılıyordu. Rostov’daki olay ise FP-1’in ilk kez “avcı” rolünde, hareketli bir hava aracına karşı kullanıldığı iddiasını gündeme taşıyor. Ukrayna makamları, bu tür görevlerin özel teknik ayarlamalar ve yüksek uzmanlık gerektirdiğini vurguluyor.
Ukrayna’nın Derin Taarruz Doktrinindeki Değişim
Ukrayna’nın 2023–2024 döneminde başlayan uzun menzilli İHA operasyonları, zamanla rastgele saldırılardan bütünleşik harekâtlara evrildi. Örneğin Kirovske Hava Üssü’ne yönelik operasyonda Mi-8, Mi-26 ve Mi-28 helikopterleri ile bir Pantsir-S1 sisteminin imha edildiği bildirilmişti. FP-1’in helikopteri havada avlaması, bu stratejinin doğal bir devamı olarak değerlendiriliyor: Rus havacılığını sadece üslerde değil, operasyon derinliğinin her noktasında hedef alma yaklaşımı.
FP-1, düşük maliyetli üretimi, gelişmiş yönlendirme kabiliyeti ve elektronik harp dayanıklılığıyla Rusya’nın kullandığı İran yapımı Şahid türü İHA’lardan ayrılıyor. Geniş üretim kapasitesi sayesinde Ukrayna’nın sahada esnek ve yoğun bir İHA kullanımı gerçekleştirebilmesi, hareketli hedeflerin dahi risk altında kalmasına yol açıyor.
Stratejik Sonuçlar
Mi-8’in düşürülmesi doğrulanırsa Rus hava unsurlarının arka bölgelerdeki operasyonlarında ek riskler doğmuş olacak. Helikopterlerin daha önce güvenli kabul edilen hatlarda bile düşük görünürlüklü dronlar tarafından pusuya düşürülebileceği algısı, Rusya’yı daha fazla hava savunma unsuru konuşlandırmaya veya helikopter kullanımını sınırlamaya zorlayabilir.
Bu gelişme aynı zamanda Ukrayna’nın insansız sistemleri merkezine alan askeri dönüşümünün bir göstergesi. Özel Operasyonlar Kuvvetlerinin paylaştığı görüntüler ve açıklamalar, Rusya’ya verilen mesajı netleştiriyor: Arka alandaki her hava platformu, her üssün çevresi ve her lojistik düğüm artık Ukrayna dronlarının menzili içinde.
