Güney Kore, yerli üretim KF-21 Boramae savaş uçaklarında kullanılacak kısa menzilli hava-hava güdümlü füzenin geliştirilmesi için 435,9 milyar wonluk (296 milyon dolar) yeni bir program başlattığını açıkladı. Savunma Tedarik Programı İdaresi (DAPA), projenin 2032 yılına kadar tamamlanmasının hedeflendiğini duyurdu.
Proje, Kore’nin hava kuvvetleri modernizasyonunda kritik bir adım olarak görülüyor. Geliştirilecek füze, KF-21 filosunun yabancı füze teknolojilerine bağımlılığını azaltmayı ve Kore savunma sanayisinin ihracat kapasitesini güçlendirmeyi amaçlıyor. DAPA, projenin “yerli savaş uçağı için tamamen ülkede geliştirilen bir silah sistemi oluşturmayı” hedeflediğini vurguladı.
Programın liderliğini Savunma Geliştirme Ajansı (ADD) üstlenecek; LIG Nex1 ve Hanwha Aerospace gibi Güney Kore’nin önde gelen savunma şirketleri projeye katkı sağlayacak. DAPA yetkilileri, yeni füzenin “Kore’nin hava platformlarına yönelik silah geliştirme kabiliyetinde önemli bir sıçrama yaratacağını” belirtiyor.
KF-21 Boramae, Kore Havacılık ve Uzay Sanayii (KAI) tarafından geliştirilen 4,5 nesil çok rollü savaş uçağı olarak 2022’de ilk uçuşunu gerçekleştirmişti. Uçak geliştirme ve test sürecine devam ederken, dekadın sonuna doğru ilk operasyonel kullanıma alınması planlanıyor.
Yeni kısa menzilli füzenin geliştirilmesi, şu anda Boramae ile entegrasyonu değerlendirilen AIM-9X Sidewinder veya IRIS-T gibi ABD ve Avrupa yapımı sistemlere olan bağımlılığı azaltacak stratejik bir hamle olarak görülüyor. DAPA, tamamen yerli bir mühimmat ailesinin oluşturulmasının, Kore’nin “stratejik özerkliği” açısından kritik olduğunu vurguladı.
Projeye katılması beklenen LIG Nex1 daha önce Chiron MANPADS ve KM-SAM orta menzilli hava savunma sistemi gibi projelerde yer almıştı. Hanwha Aerospace ise uçak motorları, aviyonikler ve çeşitli havacılık sistemleri üreterek hem iç hem dış pazara yönelik platformlara katkı sağlıyor.
KF-21 programının Güneydoğu Asya ve Orta Doğu gibi bölgelerden ilgi görmesi nedeniyle, yerli füzenin eklenmesi Kore’nin “üçüncü taraf ihracat kısıtlamalarından bağımsız tam bir paket” sunma kapasitesini artıracak önemli bir avantaj olarak değerlendiriliyor.
