2 Ağustos Cumartesi 2025

IDEF 2025 Fuarından Sonra İlk Kez Savunma Hattı’na Özel Açıklamalar Yapan Aselsan Genel Müdürü Ahmet Akyol: “ASELFLIR 600, Dünyanın En İyi Kamerası”

spot_img
spot_img

Türkiye’nin savunma sanayiinde küresel işbirliklerini geliştirmek amacıyla düzenlediği IDEF 2025, bu yıl ilk kez sergilenen projeler sayesinde dünya çapında ses getirdi. 22 Temmuz’da başlayan IDEF 2025 Uluslararası Savunma Sanayii fuarı 27 Temmuz’da sona erdi. Her gün yeni bir sistemin tanıtıldığı fuar, adeta Türkiye’nin gövde gösterisine dönüştü. Bu süreçte Savunma Hattı olarak, merakla beklenen milli projeleri ve gelişmeleri özel detaylarıyla aktardık. Fuarın ardından IDEF 2025’e damga vuran şirketlerden biri olan Aselsan ile öne çıkan projeleri hakkında detaylı bir röportaj gerçekleştirdik.

IDEF 2025 Fuarında geniş ürün yelpazesi ve büyüleyici stand tasarımı ile öne çıkan Aselsan, imzaladığı yeni sözleşmeler ile bu başarıyı taçlandırdı. Son dönemde finansal anlamda dikkat çeken Aselsan, dünyanın en büyük 50 savunma sanayii şirketi arasında yer almakta ve aynı zamanda Borsa İstanbul’un en değerli şirketi konumundadır. Geliştirdiği haberleşme, elektro-optik, komuta kontrol, elektronik harp, elektronik destek, radar ve sensör sistemi gibi yüksek katma değerli ürünler ile stratejik bir kuruluş olan Aselsan’ın Genel Müdürü Ahmet Akyol, yorucu ama bir o kadar da heyecanlı geçen IDEF 2025 Fuarından sonra ilk açıklamalarını Savunma Hattı’na yaptı.

SAVUNMA HATTI: ASELSAN, son dönemde finansal anlamda dikkat çeken bir performans sergiliyor. Bu anlamda şirketinizin finansal durumuyla ilgili değerlendirmenizi alabilir miyiz?

Ahmet AKYOL: Finansal göstergelerde yakaladığımız tarihi rakamlarla geleceğe emin adımlarla ilerliyoruz. İstikrarlı bir şekilde büyürken; karlılık, verimlilik ve diğer göstergelerde de pozitif sonuçlar ediyoruz. 2023 yılında 304 Milyon Dolar tutarında ihracat yaparken, 2024 yılı ihracatımız 508 Milyon Dolara yükseldi. 2023 yılında 10,5 Milyar TL olan kârımız 2024 yılında %45 artış ile 15,3 Milyar TL’ye çıktı.  2025 yılının ilk çeyreğinde ise ASELSAN’ın kârı %25 artarak 2,1 Milyar TL oldu. Bu göstergeler şirketimizin sürdürülebilir kârlılıkla büyümeye devam ettiğini ortaya koyuyor.

Yeni sözleşme imzalama noktasında da ivmemizi artırıyoruz. 2023’te 5 Milyar Dolar, 2024’te de 6,5 Milyar Dolar tutarında yeni sözleşme imzalayarak rekor kırdık. Yeni imzaladığımız sözleşmelerin yaklaşık 2 milyar doları ihracat kaynaklı oldu. Ürettiğimiz oyun değiştirici teknolojilerle değerimizi günden güne artırıyoruz. Şirketimizin bu başarılarında sahip olduğu teknolojik yetkinliğin ve güçlü finansal sonuçlarının büyük etkisi var.

SAVUNMA HATTI: ASELSAN, Türkiye’nin elektronik harp projeleri kapsamında geliştirdiği Hava SOJ uçağının kritik bileşenlerini üretiyor. Projenin önemi ve ülkemize sağlayacağı kazanımları değerlendirebilir misiniz?

Ahmet AKYOL: Hava SOJ Projesi Hava Kuvvetlerimizin ihtiyaçları doğrultusunda geliştirildi. Bu projeyi, Savunma Sanayii Başkanlığımızın koordinasyonunda TUSAŞ ile birlikte yürütüyoruz. Dünyada sayılı ülkenin sahip olduğu sistem, Hava Kuvvetlerimizin stratejik bir ihtiyacını karşılayacak.

HAVA SOJ gibi teknolojiler, dünyada savunma sanayii ve elektronik harp alanında söz sahibi sadece birkaç firma tarafından geliştiriliyor. Bu anlamda yüksek teknolojiye sahip bir sistem olduğu için savunma sanayiimizin geldiği noktaya göstermesi bakımından büyük önem taşıyor. Hava SOJ Sistemi, savunma sanayiinde dışa bağımlılığın azaltması bakımından büyük bir adım. Hava SOJ ile, ülkemiz Gök Vatan’da hem stratejik hem kritik bir sisteme sahip olacak.

HAVA SOJ PROJESİ – Bombardier Global 6000

SAVUNMA HATTI: ASELSAN’ın sahada kendini kanıtlayan elektronik harp sistemi KORAL’ın yeni versiyonu KORAL 200, ilk kez IDEF 2025’te tanıtıldı. Bu sistemin radar, haberleşme ve diğer unsurlara karşı etkisinden bahsedebilir misiniz? KORAL 200 sistemini dünya genelinde nerede görüyorsunuz, alternatif bir sisteme Avrupa’da kaç ülke sahiptir?

Ahmet AKYOL: Dünyanın en gelişmiş elektronik harp sistemlerini üreten şirketlerden biriyiz. Bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetleri de elektronik harpte dünyanın en gelişmiş beş ordusu arasında yer alıyor. Uzun süredir envanterde olan KORAL, düşman radar sistemlerinin tespiti ve bertaraf edilmesi için kullanılan bir sistem. Oldukça etkili ve uzun menzilli bir sistem olarak öne çıkıyor. Bu yıl IDEF’te KORAL’ın yeni versiyonu olan KORAL 200’ü tanıttık. KORAL 200, düşman hava savunma sistemlerini etkisiz hale getirip taarruz anında güvenli hava koridoru açarak harekatın etkin bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlıyor. KORAL 200, KORAL ailesinin en yeni ve en güçlü üyesi olarak IDEF 2025’e damga vurdu.

Modern savaş artık yalnızca tanklar ve toplarla değil, sinyaller ve dalgalarla yapılıyor. Ukrayna-Rusya savaşında karıştırılan GPS sinyalleri, Ortadoğu’da radar sistemlerine yönelik elektronik müdahaleler ve Pasifik’te elektronik harp kabiliyetlerini artırmaya yönelik tatbikatlar; günümüz savaş alanında görünmeyen ama etkisi yüksek yeni bir mücadele biçimini gün yüzüne çıkardı.

Elektronik harbin etkisiyle artık üstünlük yalnızca askeri sayısal güçle değil, sinyallere hükmedebilme kapasitesiyle belirleniyor. Yükselen tehditlere karşı güçlü çözümler üretme gayesiyle geliştirdiğimiz KORAL 200 Yeni Nesil Uzaktan Elektronik Destek ve Elektronik Taarruz Sistemi ile elektromanyetik spektrumda hâkimiyeti mümkün kılıyoruz.

KORAL 100’ün başlattığı başarı hikâyesini, KORAL 200 ile yeni bir boyuta taşıyoruz. KORAL 200, mobil yapısıyla modern savaşın görünmeyen cephesinde önemli bir güç unsuru oluşturacak.

Görev planlama ve görev analiz yazılımı ile sunduğumuz KORAL 200, görev öncesinde bölgeye özel hazırlıklar ve analizler yapabildiği gibi görev esnasında kaydedilen radar sinyallerinin detaylı parametre analizlerini yaparak sistem kütüphanelerinin güncellenmesi sağlıyor.

KORAL 200, tüm bu özellikleriyle modern harp sahasında büyük bir stratejik avantaj sunuyor. Görünmeyen cephede radarları etkisiz hâle getiren, dost kuvvetleri koruyan ve bilgi üstünlüğü sağlayan KORAL 200 Yeni Nesil Uzaktan ED/ET Sistemi, Türkiye’nin dünyada sayılı ülkenin sahip olduğu elektronik harp alanındaki iddiasını bir kez daha ortaya koyuyor.

KORAL 200 ELEKTRONİK HARP SİSTEMİ

SAVUNMA HATTI: ASELSAN’ın geliştirdiği yüksek teknoloji sistemler arasında yurtdışından talep gelse dahi “satmayız” dediğiniz stratejik bir proje var mı?

Ahmet AKYOL: Yarım asırdır Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarının yanında dost, müttefik ve kardeş ülkeler için ilgili kurumlarımızın onayı doğrultusunda ileri teknolojiler geliştiriyoruz. Sahadan gelen geri bildirimlere ve güncel tehditlere göre geliştirdiğimiz teknolojileri sürekli yeniliyoruz.

Her zaman önceliğimiz, yerli ve milli teknolojilerimizi ilk olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanmasıdır. Milli Savunma Bakanlığımızın, Savunma Sanayii Başkanlığımızın ve yetkili kuruluşlarımızın uygun gördüğü ürün ve sistemleri de ihracat dönüştürüyoruz.

Sınırları aşan oyun değiştirici teknolojilerimizle artık bize ambargo uygulayan ülkelerin bile radarında olduğumuzun farkındayız. Bu açıdan her ürünümüzün stratejik bir ihtiyaca cevap verdiğini düşünüyoruz. Yürüttüğümüz stratejiyle sadece kahraman Mehmetçik için değil, bize ihtiyaç duyan dost, müttefik ve kardeş ülkelerimizin yanındayız. Çünkü biz iş birliğinde yanayız.

ASELFLIR 600; ELEKTRO-OPTİK KEŞİF, GÖZETLEME VE HEDEFLEME SİSTEMİ

SAVUNMA HATTI: IDEF 2025 Fuarı bu yıl farklı bir konumda, büyük yenilikler ile dünyaya kapılarını açtı. IDEF 2025, ASELSAN için nasıl geçti?

Ahmet AKYOL: Savunma Sanayii Başkanlığımızın liderliğinde gerçekleşen IDEF’te başarılı bir takım oyunuyla, geldiğimiz noktayı tüm dünyaya gösterdik.

Bu yıl, sadece bir fuara katılmadık; bir vizyonu, bir mücadeleyi, bir ülkenin yükselişini sahneye taşıdık. Dünyanın en prestijli fuarları arasında gösterilen IDEF’te 300’ün üzerinde yüksek teknolojiye sahip ürünü sergiledik. Farklı coğrafyalardan, 92 ülkeden 300’ü aşkın uluslararası delegasyonu standımızda ağırladık. Yine küresel çapta 28 finans kuruluşunun temsilcisiyle görüşerek, onlara yeni nesil teknolojilerimizi anlattık. 9 ülkeyle 16 yeni anlaşma imzaladık. Paydaşlarımızla 9 yeni milli iş birliğine imza attık.

Yeni Nesil Harp Sistemleri, Mavi Vatan’ın Yeni Koruyucuları ve Gök Vatan’ın Yıldızları olan GÖKSUR, DERİNGÖZ, CENK ve IDENTIFFY, GÖKTAN, EJDERHA, KORAL-200, TURAN, GÜRZ, ASELFLIR 600 ve T-Link gibi 10 sistemi ilk kez görücüye çıkardık. GÜRZ’ün insansız savunma versiyonunu tanıttık. Bütün bu sistemin iletişimini askeri 5G ile sağlayan TURAN oldu. T-Link’in lansmanını ilk kez gerçekleştirdik. T-Link, aslında tüm hava ve kara araçlarının entegre olduğu tek bir veri bağıdır. Şu anda dünyada bu teknolojiye sahip 4-5 ülke bulunuyor. Donanımı, yazılımı ve kriptosu tamamen bize ait, millileştirilmiş bir sistemdir. Aslında ÇELİKKUBBE’nin omurgası olarak düşünebiliriz. Bununla birlikte, Mavi Vatan’da gerçekten çok kritik çalışmalar yürütülüyor. Sualtı dünyası için yeni bir sualtı üssü olan DERİNGÖZ 300’ün tanıtımını yaptık.

Benzer şekilde, gemilerimizin hava savunması için geliştirdiğimiz GÖKSUR Hava Savunma Sisteminin tanıtımını gerçekleştirdik. Deniz Kuvvetleri alanında, gemilerimizdeki silah ve sensörlerin tamamını millileştirmeyi başardık. Artık yeni fonksiyonlar ekleme çabasındayız.

Havada uçan teleskop dediğimiz ASELFLIR 600’ü IDEF’te sergiledik. Şu anda dünyanın en iyi kamerası olan ASELFLIR 600, ileri teknolojide geldiğimiz seviyenin de bir yansımasıdır.  

IDEF, oyun değiştirici teknolojilerimizin dünya arenasında vitrine çıkması için bir kaldıraç etkisi yarattı. IDEF, bu anlamda daha ileri teknolojiler, daha güçlü savunma çözümleri ve küresel rekabette daha hızlı koşmak için bize güç verdi.

Aselsan Genel Müdürü Ahmet AKYOL ve SSB Başkanı Haluk GÖRGÜN – IDEF 2025 İmza Töreni

SAVUNMA HATTI: ASELSAN’ın dünyada markalaştığı alanlardan biri de tabii ki radar ve sensörler. Radar teknolojileri alanında ASELSAN’ın öne çıkan projelerinden bahsedebilir misiniz?

Ahmet AKYOL: Türkiye’nin savunma alanındaki lider şirketi olarak, radar teknolojilerinde de liderliği elden bırakmıyoruz. 1990’lı yıllarda Türk Silahlı Kuvvetlerinin kara gözetleme radarı ihtiyacı ile başlayan hikayemize, bugün teknolojide sınırları zorlayan radarlar ile devam ediyoruz. Son yıllarda atılım yaptığımız sistemlerin başında gelen radar teknolojilerimizle 2030 sonunda dünyanın en büyük 30 savunma sanayi şirketinden biri olma hedefine emin adımlarla ilerliyoruz.

Günümüz muharebe alanlarında üstünlük sağlamak ve caydırıcı olmak alanında en iyi radar ve elektronik harp sistemlerine sahip olan güçlü bir ordu ile mümkün. Radar ve elektronik harp teknolojilerinin birlikte geliştirilmesiyle askeri alanda stratejik bir avantaj sağlıyoruz. Bu çalışmaların bir sonucu olarak radar teknolojilerinde geldiğimiz ileri aşamayı, geliştirdiğimiz sistemlerle tüm dünyaya gösteriyoruz.

35 yıldır geliştirdiğimiz radar teknolojileriyle hipersonik hedeflerden mikro İHA’lara kadar geniş bir hedef yelpazesine karşı etkin ürünler sunuyoruz. Köklü geçmişimizin birikimiyle günümüzde AESA mimarisi de dahil olmak üzere farklı anten teknolojilerinde ürünlerin, GaN güç yükselteçlerin, mikrodalga modüllerin ve gelişmiş malzemelerin geliştirilmesi ve sahada kullanılması için yonga seviyesinden sistem seviyesine kadar her aşamada yetenek ve altyapıya sahibiz.

Nitelikli mühendislerimizle gözetleme radarları, deniz platformu radarları, silah tespit radarları, erken ihbar radarları, hava savunma radarları, hava aracı/uydu radarları ve arayıcı başlık radarları geliştiriyoruz. Yeni nesil radarların yapı taşlarını oluşturan ve çok yüksek sıcaklıklarda çalışabilmesi ile bilinen Galyum Nitrat transistörlerden, çip seviyesine kadar gelişmiş alt yapılarımızla öne çıkıyoruz.  Bu anlamda, CENK 200, STR 400, SERDAR 100, MURAD AESA, AKREP, ALP Ürün Ailesi, KALKAN gibi yeni nesil radar teknolojilerimizle sınırları zorluyoruz.

Ülke çapında yayılmış söz konusu radar sistemlerimizle Gök Vatan ve Mavi Vatan üzerindeki anlık hareketleri takip ediyoruz. Radar ağımızla tespit ettiğimiz olası tehditleri Merkezi Komuta Kontrol Sistemi vasıtasıyla hava savunma silah sistemleri ile paylaşıyoruz.

Her türlü ihtiyacı maliyet etkin şekilde karşılayan oyun değiştirici teknolojilerimizle, şimdiden dünyadaki sayılı radar üreticisi şirketler arasına girmiş durumdayız.

Geliştirdiğimiz radar ve sensör teknolojileriyle Türkiye’nin gözü ve kulağı oluyor; milli hava platformlarımızın görülmeden görmesini sağlıyoruz.

ALP-300G ERKEN İHBAR RADAR SİSTEMİ

SAVUNMA HATTI: Ukrayna ve Rusya savaşı, küresel harp konseptini yeniden şekillendirdi. Özellikle kamikaze drone sistemlerinin önlenmesi için ülkeler yeni savunma stratejileri geliştirmeye başladı. ASELSAN’ın IDEF 2025 fuarında tanıttığı EJDERHA Sistemi de tam olarak bu gereksinimlere yanıt veren bir proje olarak görülüyor. Hem artan kamikaze drone tehditlerine yönelik çalışmalarınızdan hem de EJDERHA projenizin özelliklerinden bahsedebilir misiniz?

Ahmet AKYOL: Son yıllarda tüm dünyada, özellikle Rusya-Ukrayna savaşının da etkisiyle drone tehditlerine karşı harekete geçme ihtiyacı doğdu. Küresel harp konseptini yeniden şekilllendiren dronelara karşı yeni teknolojiler ortaya çıkmaya başladı. Biz de drone tehditlerine karşı tamamen milli imkanlarla yeni nesil sistemler geliştiriyoruz. Bu teknolojilerimiz arasında, üstün özellikleriyle EJDERHA öne çıkıyor. IDEF’te ilk kez vitrine çıkardığımız EJDERHA, küresel oyuncuların da büyük ilgisi çekti.

Yeni Nesil Anti-İHA Sistemi olan EJDERHA, droneların yanısıra mini/mikro İHA’ları mikrodalgayla etkisiz hâle getirebiliyor. EJDERHA, özgün tasarımı ve yüksek mobilite özellikleri sayesinde sahada hızlı konuşlanma sağlıyor. Elektronik devre içeren her türlü sivil/askeri aracı elektromanyetik sinyallerle uzaktan durdurabilen sistem, özel olarak tasarlanmış yönlü anten/reflektör seti kullanılarak, yüksek güçlü elektromanyetik ışıma yapabiliyor.

EJDERHA, yüksek güçlü mikrodalga kaynaklarınca üretilen elektromanyetik enerji, hedef alınan elektronik cihazların çalışmasının engellenmesi hatta çalışamaz hale getirilmesi amacıyla kullanılıyor.

Sistem, bu özellikleriyle taktik sahada ve tesis giriş-çıkış alanlarında tehdit olarak sınıflandırılabilecek elektronik devre içeren her türlü sivil/askeri aracı ve hava hedeflerini, elektromanyetik sinyallerle uzaktan durdurabiliyor. EJDERHA, her koşulda insanlı ve insansız şekilde kontrol edilebiliyor.

SAVUNMA HATTI: IDEF 2025, uluslararası alıcılar ve delegasyonlar için önemli bir platform. Şirketinizin bu fuarda hedeflediği yeni pazarlar veya müşteri segmentleri nelerdir?

Ahmet AKYOL: İhracat odaklı büyüme, şirketimizin ve sektörün en önemli konusu. Bu açıdan IDEF, küresel oyuncularla bizim aynı sahada buluştuğumuz önemli bir platform. IDEF’te küresel iş birliklerine ve yeni ortaklıklara imza attık. Çünkü biz iş birliğine ve uluslararası ittifaklara inanıyoruz. Buna göre hareket ediyoruz. Ama bir gün yapayalnız kaldığımızda dimdik ayakta duracak şekilde de savunma sanayiindeki yatırımlarımıza devam ediyoruz.

Yarım asırdır geliştirdiğimiz ileri teknolojilerin gücüyle ülkemiz sınırlarını aştık. 50’nci kuruluş yılımızda dost, müttefik ve kardeş ülkelere teknoloji transferi yapıyor, ortaklıklar kuruyor, iş birliği fırsatlarını değerlendiriyoruz.

Bu stratejiyi farklı ülke ve coğrafyalarda kurduğumuz ofislerimiz ve iştiraklerimiz aracılığıyla, kazan-kazan anlayışıyla yürütüyoruz. Elbette ikinci 50 yılımızda en önemli odak noktamız, global ölçekte ihracat odaklı büyümektir.

İhracat odaklı büyüme stratejimizin etkisiyle piyasa değeri itibarıyla dünyanın en değerli 20 savunma sanayii şirketinden biri olduk.

İhracata odaklanma faaliyetlerimiz kapsamında 2024 yılı başında 13 olan yurt dışı ofis sayımızı 27’ye çıkardık. 2023 yılı sonunda 516 milyon dolar olan yurt dışı imzalı sözleşme tutarımızı 1 milyar doların üzerine taşıdık.

Uluslararası pazar çeşitlendirme stratejimizi yeni ihracat başarılarıyla taçlandırdık. İhracat yaptığımız ülke sayısını 93’e çıkararak, küresel marka olma yolunda sağlam adımlar attık.

Bu vizyonun bir yansıması olarak piyasa değerimiz 20 milyar doları aştı. Türkiye’nin en değerli şirketi, Avrupa’nın ise en değerli 10 savunma şirketinden biri olduk.  Küresel bir teknoloji devi olmaya doğru yürüyen ASELSAN, Avrupa’nın da en değerli sekiz firması arasında yer alıyor.

ASELSAN, günümüzde sadece ülkemiz içinde değil, küresel çapta da bir marka haline geldi. Artık her alanda kendi kendine yeten, yüksek teknolojik çözümler üreten, katma değerli ihracatla ekonomiye katkı sunan bir seviyeye ulaştık. 

Yeni ihracat pazarlarıyla 50’nci yılına rekorlarla giren ASELSAN’ı her anlamda küresel bir şirkete dönüştürecek hedeflerin peşinden koşuyoruz.

IDEF gibi buluşmaların kaldıraç etkisiyle savunma sanayiimizi daha ileri taşımak için alanında en iyileri üretmeyi, oyun değiştirici teknolojiler geliştirmeyi, ihracat odaklı büyümeyi sürdüreceğiz.

Bunların dışında Uzakdoğu’dan Körfez coğrafyasına, Doğu Avrupa’dan Afrika’ya uzanan geniş bir alanda yeni iş birliklerine imza attık. Özellikle uluslararası iş birliklerini öne çıkardığımız, yurt içinde de yeni yetenek ve yeni teknolojileri bize kazandıracak iş birliği anlaşmaları imzaladık.

Bugüne kadar Türk Silahlı Kuvvetleri ve dünyadaki kullanıcılara verdiğimiz ürün sayısı 2 milyonu geçti. Yine 10 binden fazla aviyonik ekipmanı hava araçlarına verdik. Haberleşme ürünlerimizin sayısı milyonu aştı.

Uzakdoğu Asya’yı, Avrupa’yı, Körfez coğrafyasını ve özellikle NATO ülkelerini pazar çeşitlendirmesi için çok önemli görüyoruz. Bu nedenle NATO, Avrupa’nın hava savunma mimarisini belirlemek için açtığı ihaleye katılan firmalar arasından ASELSAN’ı seçti. NATO’nun Türkiye’nin bu yetkinliğinin artık farkında olduğunu, özellikle Doğu Avrupa’da bunun biraz daha fazla hissedildiğini söyleyebilirim. Bu gelişme, ayrıca ASELSAN’ın gelecek vizyonunun orada da karşılık bulduğunu gösteriyor. Bu iş birliğinin önümüzdeki dönemde artacağını düşünüyorum.

SAVUNMA HATTI: Şirketinizin Ar-Ge yatırımları ve inovasyon stratejileri hakkında bilgi verebilir misiniz? IDEF 2025’te sergilenen ürünlerin geliştirilmesinde hangi teknolojik yaklaşımlar ön planda oldu?

Ahmet AKYOL: Yüksek Ar-Ge harcamaları ve inovasyon odaklı yaklaşımımız sayesinde, Ar-Ge Projeleri, Ar-Ge personeli istihdamı ve ulusal patent başvurularındaki başarılarımızla sektörün zirvesindeyiz. Ar-Ge’ye verdiğimiz değerle ülkemizin teknoloji üretim kapasitesini güçlendiren, ihracat odaklı büyüyen önemli bir oyuncu haline geldik.  Her yıl bütçemizin yaklaşık yüzde 7’sini Ar-Ge’ye ayırıyoruz.

2020 yılında 499 Milyon Dolar olan ASELSAN’ın Ar-Ge harcamaları, 2024 yılında 968 Milyon Dolar ile yaklaşık iki katına yükseldi. Söz konusu artış, şirketimizin oyun değiştirici teknolojilere odaklanma stratejisindeki kararlılığını gösteriyor.

Ar-Ge’ye yaptığımız yatırımlar sayesinde toplam Ar-Ge ve toplam dış kaynaklı Ar-Ge harcamasında tarihi rekora imza attık. Ar-Ge faaliyetlerimizle ülkemizin gücüne güç katarken, geliştirdiğimiz ileri teknolojiye sahip ürünlerle de dünya devleriyle rekabette öne çıkıyoruz. 

50 yıllık tecrübemizle Ar-Ge’yi ürüne dönüştürmede ve dışa açılmada yüksek kabiliyete sahibiz. ASELSAN’la çalışan yüzlerce KOBİ’ye her yıl 2 milyar doları aşan sipariş vererek Ar-Ge ekosistemine katkı sağlıyoruz.

SAVUNMA HATTI: ASELSAN’da yapay zekayı etkin kullandığınızı biliyoruz. Bu anlamda ASELSAN’da yapay zekayla ilgili nasıl bir süreç yürütülüyor?

Ahmet AKYOL: Yapay zekayı en etkin şekilde kullanarak geleceğe hazırlıklı olmak amacıyla Yapay Zekâ Stratejisi ve Eylem Planını hazırladık. aselsaneXt vizyonuyla da yapay zekâyı kurumun hem süreçlerine hem ürünlerine hem de altyapılarına entegre etmeyi amaçlıyoruz. Alt projelerle desteklenen bu strateji, sadece askeri sistemleri değil, şirketin çalışma kültürünü de yeniden kurguluyoruz. Yapay zekânın süreçlerde, ürünlerde ve altyapı yatırımlarında etkili olduğunu düşünüyoruz.

Yapay zekâyı hava savunma sistemlerinden sonar teknolojilerine, görüntü işleme algoritmalarından güdümlü mühimmatlara kadar birçok alanda kullanıyoruz. Yapay zekâ temelli süreç otomasyonları sayesinde 25 milyon dolar tasarruf sağladık. Bu nedenle ürünlerimizin ve süreçlerimizin yapay zeka ile donatılmasına gayret ediyoruz.

SAVUNMA HATTI: ASELSAN, yüksek teknoloji yatırımlarıyla da adından söz ettiriyor. Süper Teşvikten yararlandınız, bu yatırımın detaylarını anlatır mısınız?

Ahmet AKYOL: Son dönemde yatırım seferberliği içindeyiz. Son iki yılda ASELSAN’ın kapasitesini yüzde 40 artıracak yatırımları bitirdik. Her yıl, yeni altyapı yatırımına imza atıyoruz. Bu şekilde oyun değiştirici teknolojileri üretecek tesisleri hayata geçiriyoruz. Şu anda yaklaşık 1,5 milyar dolarlık altyapı ve üretim tesisi yatırımına devam ediyoruz.

Yüksek teknolojili ürünlerin seri üretim kapasitesini artırmaya odaklandık. Foton detektörler, radarlar ve hava savunma sistemleri ile ilgili 616 milyon Dolarlık üç büyük yatırımımız Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Proje Bazlı Yatırım Teşvik kapsamına alındı. Çok yönlü savunma teknolojileri üretimine odaklanacağımız üç yeni tesisimiz Foton Dedektör ve Nanoteknoloji Tesisi, Radar Sistem Entegrasyon ve Üretim Tesisi, Hava Savunma Sistemleri Üretim ve Test Tesisi ile Akıllı Mühimmat Üretimi Tesisi olacak. Toplamda 616 milyon USD’lik bu büyük yatırım sayesinde yeni istihdam oluşturmayı planlıyoruz. Bu istihdamın büyük bölümü nitelikli personel kategorisinde olacak.

Özellikle ÇELİKKUBBE konseptimiz için kritik olan bu yatırımlarla, ASELSAN’ın yüksek katma değerli ürünleri, çoklu adetlerde üretmesini sağlayacağız. Böylece yakın zamanda ASELSAN kadar bir ASELSAN daha ortaya koymayı planlıyoruz. Bu yatırımları gerçekleştirmek için tam kapasiteyle, gece-gündüz demeden, üç vardiya halinde çalışıyoruz.

SAVUNMA HATTI: ASELSAN’da millileştirme anlamında hangi çalışmalar yürütülüyor?

Ahmet AKYOL: ASELSAN mühendislerinin alın teriyle bugüne kadar yüzlerce ürünü millileştirdik. Özellikle son 3-4 yılda Savunma Sanayii Başkanlığımızın liderliğinde başlattığımız millileştirme çalışmalarında önemli mesafe kat ettik. Birincisi millileştirme çalışmaları bizi ambargolara karşı tam bağımsız kılıyor. İkincisi yurt dışına çıkacak döviz ülkede kalıyor. Üçüncüsü maliyet avantajı oluyor. Bu üç ana fonksiyona ihracatı da eklemiş olduk. Bunun istihdama da etkisi çok büyük oluyor. Yüksek teknoloji ürün geliştiren bu ekosistemin büyütmeye etkisinin çok büyük olduğunu görüyoruz.

Bununla birlikte millileştirme çalışmalarıyla ASELSAN’ın kalite standartlarını alttaki firmalarımıza taşıyoruz. Bugün millileştirme ekosisteminde omuz omuza yürüdüğümüz 5 bin 500’ü aşkın firmamız var. Her çalışmamızda millileştirmenin bir tercih değil zorunluluk olduğu anlayışıyla hareket ediyoruz. Millileştirilen ürünlere verilen satın alma siparişi ile ASELSAN, son beş yıl içerisinde 1 Milyar Dolarlık büyüklüğün ülkemiz sınırları içerisinde kalmasına katkı sağladı.

SAVUNMA HATTI: Bir süredir uyguladığınız Next Big Move to Türkiye (NBMT) Programının avantajları nelerdir?

Ahmet AKYOL: Next Big Move to Türkiye Programı sayesinde son dönemde tersine beyin göçünde iki kat artış yaşadık. Program sayesinde yurt dışındaki Türk mühendislerden yoğun geri dönüş başvurusu alıyoruz. Türkiye’ye dönmek isteyenler arasında en çok başvuru yapılan ülkeler Almanya, ABD, Hollanda, İngiltere ve İtalya oldu. Bu rakamlar yurt dışında kendini geliştirerek, milli savunma sanayiine hizmet etmek isteyen genç mühendislerimizin ilk tercihinin ASELSAN olduğunu gösteriyor.

spot_img
En Son Haberler
Diğer Haberler

Leave a Reply

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz