İstanbul’da düzenlenen IDEF 2025 fuarında ilk kez Türk topraklarında sergilenen OTOKAR Tulpar Zırhlı Muharebe Aracı, Leonardo’nun 120mm’lik HITFACT MkII kulesiyle donatılarak zırhlı birlik konseptinde yeni bir dönemin kapısını araladı. Türk ve İtalyan savunma sanayilerinin iş birliğiyle geliştirilen bu yapılandırma, hafif tank ve zırhlı muharebe aracı (ZMA) arasındaki boşluğu doldurmayı hedefliyor. Artan bölgesel tehditler ve mobil ateş desteği ihtiyacı, bu tür hibrit platformları sahada daha da değerli hale getiriyor.
Tulpar, OTOKAR tarafından geliştirilen ve Altay ana muharebe tankına destek amacıyla tasarlanan modüler ve paletli bir zırhlı araç. 32 tonun üzerindeki ağırlığı ve STANAG 4569 Seviye 5’e kadar yükseltilebilen zırh koruması ile hem dayanıklılık hem de görev çeşitliliği sunuyor. Yeni konfigürasyonda, NATO standardı mühimmatları ve programlanabilir mühimmatları atabilen 120mm yivsiz topa sahip Leonardo HITFACT MkII kulesi kullanılıyor. Gelişmiş atış kontrol sistemleri, üçüncü nesil termal görüş, opsiyonel aktif koruma sistemleri (APS) ve “avcı-katil” kabiliyeti ile Tulpar artık sadece bir taşıyıcı değil, doğrudan çatışmaya girebilen yüksek ateş gücüne sahip bir platform haline geliyor.
Tulpar ilk olarak 2013 yılında tanıtılmış ve yıllar içinde OTOKAR tarafından sistematik olarak geliştirilmişti. Bu son versiyon, dünya genelindeki eğilimlere uygun olarak hafif ama güçlü ateş destek sistemlerine yönelik artan talebe cevap veriyor. ABD’nin Mobile Protected Firepower programı ya da Çin’in ZTQ-15 hafif tankı gibi örneklerde olduğu gibi, Tulpar artık sadece bir ZMA değil, tank gücünde ateş desteği sunan çevik bir sistem olarak konumlanıyor.
M10 Booker ya da CV90 gibi Batılı muadilleriyle karşılaştırıldığında, Tulpar-HITFACT kombinasyonu, modüler tasarımı, etkin mühimmat uyumu ve görece daha düşük lojistik yüküyle öne çıkıyor. NATO tedarik zincirine entegre olmayan ülkeler için bu yapı, daha ekonomik, hızlı teslim edilebilen ve yerli sanayiye kolayca entegre edilebilen cazip bir alternatif sunuyor.
Stratejik olarak bu birliktelik, Türkiye’nin savunma ihracatında kendi kendine yetme vizyonunu destekliyor. Aynı zamanda, zorlu arazilerde veya sınırlı lojistik altyapıya sahip bölgelerde ağır tanklara alternatif olarak ciddi ateş gücü ihtiyacını karşılıyor. Leonardo ile olası ortak üretim veya teknoloji transferi iş birlikleri de Türkiye-İtalya savunma ilişkilerinde yeni bir döneme işaret ediyor.
IDEF 2025’teki bu güçlü çıkış, Tulpar platformunun sadece iç güvenlik değil, ihracat ve uluslararası harekâtlar için de hazır olduğunu ortaya koyuyor. OTOKAR ve Leonardo’nun bu ortaklığı, geleceğin çatışmalarına hazır, mobil, ölümcül ve lojistik açıdan verimli zırhlı çözümlerin habercisi olarak dikkat çekiyor.
