İspanya, topçu tespit radarlarını modernize etmek üzere NATO Destek ve Tedarik Ajansı (NSPA) aracılığıyla yürütülen 57 milyon dolarlık bir anlaşma imzaladı. İsveçli savunma şirketi Saab tarafından gerçekleştirilecek modernizasyon, radarların menzilini, hassasiyetini ve hayatta kalma kabiliyetini artırarak İspanya ordusunun karşı batarya operasyonlarını güçlendirecek.
Saab, 20 Ekim 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, İspanya Kara Kuvvetleri envanterindeki Arthur topçu tespit radarlarının hizmet ömrünün uzatılacağını duyurdu. Bu proje, şirketin ilk kez NSPA aracılığıyla aldığı radar siparişi olmasıyla da dikkat çekiyor. Saab yetkilileri, modernizasyonun sistemlere “yüksek operasyonel hareket kabiliyeti ve daha hassas karşı batarya performansı” kazandıracağını belirtti.
Arthur radar sistemi; top, havan ve roket atışlarını 50 kilometreye kadar menzilde tespit edebiliyor. C-bandında çalışan elektronik taramalı anten yapısı sayesinde, düşman ateşinin kaynağını hızlıca belirleyip topçu birliklerine anında karşı atış bilgisi sağlıyor. Bu da özellikle yoğun çatışma ortamlarında hayatta kalma oranını artırıyor.
Modernizasyon kapsamında radarların işlem kapasitesi ve sinyal yönetimi yenilenecek. Bu sayede sistem, daha düşük elektromanyetik iz bırakarak, daha fazla hedefi daha uzak mesafelerden tespit edebilecek. Ayrıca yeni yazılım mimarisi, düşük görünürlüklü mühimmatlara karşı performansı artıracak ve karmaşık elektronik harp koşullarında dahi etkin çalışmayı sağlayacak.
Güncellenen Arthur sistemleri, İspanya ordusuna anlık hedef tespiti, erken uyarı ve hızlı karşı atış kabiliyeti kazandıracak. NATO ağına entegre yapısı sayesinde müttefik kuvvetlerle koordineli topçu atışları da mümkün olacak.
Bu modernizasyon adımı, Avrupa genelinde artan topçu tehditleri ve Ukrayna savaşında gözlenen karşı batarya önceliği çerçevesinde değerlendiriliyor. Saab, aynı sistemin gelişmiş versiyonu olan Arthur Mod D (Taipan) radarlarını 2024’te Birleşik Krallık’a teslim etmişti. İspanya’nın mevcut radarlarını yenilemeyi tercih etmesi, Avrupa ordularının mevcut kabiliyetlerini koruyarak üretim kapasitesini artırmaya yönelik pragmatik yaklaşımının bir göstergesi olarak yorumlanıyor.





