Lockheed Martin tarafından geliştirilen Mako hipersonik füzesi, Mach 5 hızına ulaşırken geniş bir yelpazedeki ABD hava platformlarıyla uyumlu çalışacak şekilde tasarlandı. Kompakt yapısı, modüler mimarisi ve F-22 ile F-35 gibi stealth savaş uçaklarının dahili silah bölmelerine sığabilmesi, boyut kısıtlamalarıyla sınırlı kalan hipersonik silah tasarımında önemli bir ilerleme anlamına geliyor. Bu esneklik, hipersonik üstünlüğün operasyonel başarı için kritik hâle geldiği günümüzde ABD’nin uzun menzilli taarruz kabiliyetlerini dönüştürebilir.
2017 yılında Stand In Attack Weapon (SiAW) programı kapsamında yaklaşık 35 milyon dolar bütçeyle başlatılan Mako, özellikle Asya-Pasifik bölgesinde Çin kaynaklı tehditlere karşı A2/AD savunmalarını aşarak stratejik hedefleri hızlı ve hassas biçimde imha etmek üzere geliştirildi. 3,6–4 metre uzunluğa, 33 cm çapa ve yaklaşık 590 kg ağırlığa sahip füze, 60 kg modüler harp başlıklarını ve farklı güdüm paketlerini taşıyabiliyor. Açık dijital mimarisi, hızlı yükseltmeler ve maliyet etkin modernizasyon imkânı sağlıyor.
Fiziksel testler, Mako’nun F-22 ve F-35A/C uçaklarının iç bölmelerinde taşınabildiğini; F-15E, F-16C, F/A-18 Super Hornet, EA-18G Growler ve P-8A Poseidon gibi platformlarda ise harici olarak entegre edilebildiğini doğruladı. Sanal testler, B-1B, B-52H ve geleceğin B-21 Raider bombardıman uçaklarında iç taşıma uyumluluğunu onayladı. 30 inç standart bağlantı noktaları sayesinde çoğu ABD platformuna entegre edilebilen Mako, ek bir itki sistemiyle tıpkı AGM-158C LRASM gibi ABD Donanması’nın dikey fırlatma sistemlerinden de ateşlenebilecek.
Bu geniş uyumluluk, yeni taktik konseptleri mümkün kılıyor: 5. nesil savaş uçakları, ön hat keşif ve hedef tespit görevini üstlenerek verileri Sniper hedefleme podu ve Mako füzeleriyle donatılmış 4. nesil uçaklara aktarabilir; bu sayede her platformun güçlü yönleri kullanılarak ateş gücü en üst düzeye çıkarılabilir. Katı yakıtlı roket motoru sayesinde Mach 5 hızını yüksek irtifada manevra kabiliyetini koruyarak sürdüren Mako, düşman savunmalarına tepki süresi bırakmıyor. Katmanlı üretim ve gelişmiş dijital mühendislik, üretim süresini kısaltıyor ve tasarım doğrulamasını sanal ortamda yaparak hızlı varyant geliştirmeyi mümkün kılıyor.
Stratejik açıdan Mako, Çin’in hem denizden hem havadan atılan versiyonları test edilen YJ-21 hipersonik füzesiyle rekabet edebilecek bir platform olarak öne çıkıyor. AUKUS iş birliği kapsamında İngiltere Savunma Bakanlığı’nın 2030’a kadar ulusal hipersonik yetenek hedefleri doğrultusunda Mako’yu değerlendirmesi, programın uluslararası boyutunu güçlendiriyor. İlk üretimin İngiltere’de başlatılması ve ardından ABD’ye taşınması planlanıyor; bu da İngiliz ve Avustralyalı ortaklarla teknoloji paylaşımı ve kapasite geliştirmeye imkân tanıyabilir.
Her ne kadar henüz üretim için nihai bütçe onayı verilmemiş olsa da ABD Donanması’nın Mako’yu Other Transaction Authority (OTA) kapsamında değerlendirmesi, onay halinde süreci hızlandırabilir. Benimsendiği takdirde Mako, hız, esneklik ve geniş entegrasyon kabiliyetini bir araya getirerek hem hava hem de deniz operasyonlarında önümüzdeki on yıllar boyunca ABD’nin kritik taarruz unsurlarından biri hâline gelebilir.