Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, 30 Eylül 2025’te ülke genelinde “dış tehditlere karşı olağanüstü hal” ilan ederek silahlı kuvvetleri tam savaş durumuna geçirdi. Kararın, ABD’nin artan askeri faaliyetlerine yanıt olarak alındığı açıklandı.
Yeni düzenlemeyle, kara, hava, deniz ve siber savunma unsurları tam seferberlik ilan etti. Askeri birlikler kıyı savunma sistemlerini harekete geçirirken, donanma unsurları ve hava savunma bataryaları kritik tesisler çevresine konuşlandırıldı. Uydu görüntülerinde, Falcón, Sucre ve Nueva Esparta bölgelerindeki askeri üslerde yoğun hareketlilik tespit edildi.
Yaklaşık 3,7 milyon yedek ve milis gücü de Plan República Emergencia kapsamında orduya entegre edildi. Milis güçlerine şehir savaşları, gerilla taktikleri ve altyapı savunmasına yönelik görevler verildi. Ayrıca anti-tank silahları ve modernize edilmiş zırhlı araçların dağıtıldığı bildirildi.
Venezuela donanması, Guaiquerí sınıfı devriye gemileri, Tip-209 denizaltıları ve hızlı hücum botlarıyla stratejik deniz koridorlarında devriye faaliyetlerini artırdı. Bu durum, ülkenin münhasır ekonomik bölgesinde yabancı gemilere güç kullanarak müdahale etme yetkisini de beraberinde getiriyor.
ABD açısından bu gelişme, Karayipler’de operasyonel riskleri ciddi şekilde yükseltti. Curaçao, Aruba ve Porto Riko’daki ABD unsurları ile bölgede görev yapan USS Wasp amfibi taarruz grubu artık doğrudan tehdit altında görülüyor. Caracas yönetimi, Amerikan keşif uçuşlarını ve deniz devriyelerini olası saldırı hazırlığı olarak nitelendirdi.
Pentagon’un, Venezuela kıyılarına 250 deniz mili mesafede görev yapan unsurlar için angajman kurallarını yeniden gözden geçirdiği aktarılıyor. Ayrıca, Rusya ve Çin yapımı radar ve elektronik harp sistemlerinin devreye alınması, ABD’nin bölgedeki faaliyetlerini daha da karmaşık hale getiriyor.
Analistler, bu adımın Soğuk Savaş’tan bu yana ilk kez bir Latin Amerika ülkesinin ABD karşısında tam kapsamlı savaş hazırlığına geçtiğini vurguluyor. Önümüzdeki günlerde olası hava sahası ihlalleri ya da denizde radar kilitlenmeleri, iki taraf arasında doğrudan çatışma riskini artırabilir.
Bölgedeki dengeler, tarafların atacağı adımlarla belirlenecek. Özellikle önümüzdeki 72 saat, Karayipler’de tansiyonun silahlı çatışmaya dönüşüp dönüşmeyeceği konusunda kritik önem taşıyor.
