Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında gerçekleştirilen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı, yoğun bir gündemle tamamlandı. Yaklaşık 3 saat süren toplantıda, Türkiye’nin ulusal güvenliğini ilgilendiren iç ve dış meseleler detaylı bir şekilde ele alındı. Toplantıya, ilgili bakanlar, Genelkurmay Başkanı ve diğer üst düzey yetkililer katıldı.
Gündemin Öne Çıkan Başlıkları
Toplantının ana odak noktalarından biri, Türkiye’nin sınır güvenliği ve terörle mücadele politikaları oldu. Özellikle PKK, DEAŞ ve FETÖ gibi terör örgütlerine karşı yürütülen operasyonlar değerlendirildi. Sınır ötesi harekâtların, Türkiye’nin güvenliği için kritik öneme sahip olduğu bir kez daha vurgulandı. Irak ve Suriye’deki gelişmeler, bu bağlamda ayrıntılı bir şekilde masaya yatırıldı. Suriye’de devam eden istikrarsızlık ve mülteci sorunu, toplantının önemli gündem maddelerinden biri olarak öne çıktı.

Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları ve deniz yetki alanları konusundaki gelişmeler de toplantıda geniş yer buldu. Türkiye’nin, uluslararası hukuk çerçevesinde haklarını koruma kararlılığı ifade edilirken, bu bölgedeki faaliyetlerin ulusal çıkarlar doğrultusunda sürdürüleceği belirtildi. Ayrıca, Ege ve Akdeniz’deki gerilimlerin çözümüne yönelik diplomatik çabalara vurgu yapıldı.
Ekonomik Güvenlik ve Siber Tehditler
MGK toplantısında, geleneksel güvenlik meselelerinin yanı sıra ekonomik güvenlik ve siber tehditler gibi modern çağın getirdiği riskler de tartışıldı. Küresel ekonomik dalgalanmaların Türkiye’ye etkileri ve bu konuda alınabilecek önlemler üzerinde duruldu. Siber güvenlik alanında, kritik altyapıların korunması ve siber saldırılara karşı savunma kapasitesinin artırılması gerektiği belirtildi. Bu doğrultuda, teknolojik yatırımların ve yerli savunma sanayisinin güçlendirilmesine yönelik adımların hızlandırılması kararlaştırıldı.
Uluslararası Barış ve İşbirliği Vurgusu
Toplantı sonrası yayımlanan bildiride, Türkiye’nin uluslararası barış ve istikrarı desteklemeye devam edeceği mesajı net bir şekilde ortaya kondu. Bölgesel ve küresel sorunlara karşı Türkiye’nin proaktif bir rol üstlenmeye devam edeceği, diplomasi ve diyalog yollarının her zaman açık tutulacağı ifade edildi. NATO ve diğer uluslararası kuruluşlarla işbirliğinin önemine de dikkat çekildi.