2025 yılı Ağustos ayının ortasında Pentagon, ABD–Meksika sınırına gelişmiş gözetleme ve artırılmış gerçeklik sistemleri konuşlandırdı. ABD Ordusu’nun doğruladığı bu girişim, sınır güvenliği operasyonlarının giderek daha fazla yeni nesil savunma teknolojileri için bir test sahasına dönüştüğünü ve elde edilen tecrübelerin doğrudan askeri modernizasyon çabalarına aktarıldığını ortaya koyuyor.
Konuşlandırmanın merkezinde üç ana platform yer alıyor: Yer Tabanlı Operasyonel Gözetleme Sistemi–Seferi (GBOSS-E), Uzun Menzilli Gelişmiş Keşif Gözetleme Sistemi (LRAS3) ve Ortak Uzaktan Kumandalı Silah İstasyonu (CROWS). Bu sistemler, çöl, dağ ve nehir arazilerinde katmanlı bir gözetleme ağı oluşturuyor. GBOSS-E; teleskopik direklere veya kulelere monte edilerek gündüz/gece optikleri, kızılötesi sensörler, radar ve lazer mesafe ölçümünü entegre ediyor. LRAS3, Stryker zırhlı araçlarına monte edilerek uzun menzilli keşif yeteneği sağlıyor ve tespit edilen hedef verilerini hızlı müdahale için Gümrük ve Sınır Koruma (CBP) birimlerine iletiyor. Normalde ağır silahları uzaktan kontrol etmek için tasarlanan CROWS ise bu görevde yalnızca gözetleme amaçlı kullanılıyor; stabilize optikleri ve 360 derece farkındalık özelliği sayesinde personeli riske atmadan geniş alanları izleme imkânı veriyor.
Bu köklü sistemlerin ötesinde, birlikler aynı zamanda Entegre Görsel Artırma Sistemi (IVAS) 1.2 gözlüklerini de sahada test ediyor. Anduril ve Meta iş birliğiyle geliştirilen bu gözlükler, artırılmış gerçeklik katmanları, termal görüş ve anlık haritalama özelliklerini bir araya getiriyor. Devriyeler bu sayede verileri CBP ekipleriyle anında paylaşabiliyor. Önceki sürümler ergonomi sorunları nedeniyle eleştirilmişti, ancak 1.2 versiyonunun ağırlık dağılımı ve arayüzdeki eksikleri giderdiği belirtiliyor.
Giyilebilir teknolojiyi tamamlayan unsurlar arasında, yalnızca 70 gram ağırlığındaki Black Hornet 4 mikro dronları bulunuyor. Bu dronlar karmaşık arazilerde gizli keşif imkânı sağlıyor. Sınır birlikleri ayrıca el tipi Dronebuster sinyal bozucu ve araçlara monte edilen TITAN sistemiyle düşman dronlarına karşı koruma katmanı oluşturuyor. Böylece devriyeler, çok boyutlu tehditleri algılayıp yanıt verebilen ağ bağlantılı gözetleme düğümlerine dönüşüyor.
Stratejik açıdan bu adım, yalnızca sınır güvenliğinden ibaret değil; aynı zamanda Pentagon’un gelecekteki savaş sistemlerini test etmek için yurt içi görevleri kullanma niyetini de gösteriyor. Güney sınırındaki sert ve çeşitlilik arz eden koşullar, yurtdışı harekât alanlarına benzer nitelikler taşıyor ve sistemlerin gerçek baskı altında geliştirilmesine olanak tanıyor. Savaşta kanıtlanmış platformların yeni dijital araçlarla entegrasyonu, Washington’un uyarlanabilirlik ve teknolojik üstünlüğe verdiği önemi vurguluyor.
Pentagon için ABD–Meksika sınırı artık yalnızca bir güvenlik hattı değil; yarının gözetleme ve keşif araçlarını şekillendiren canlı bir laboratuvar niteliğinde.