Reklamspot_imgspot_img

Türk Savunma Sanayisinde Yerlilik Oranı Tarihin En Yüksek Seviyesine Ulaştı

SAHA İstanbul Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesinin 6’ıncı Olağan Genel Kurul toplantısı, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maçka Kampüsü’nde gerçekleşti.

Programda konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Yapay zekadan yarı iletken teknolojilerine, kuantum bilişimden uzaya teknolojinin pek çok sahasında yaşanan gelişmeler, küresel güç mimarisini yeniden şekillendiriyor. Kritik teknolojilere erişim rekabeti, yalnızca ticari değil aynı zamanda jeopolitik bir yarışa dönüşüyor. Bu yarış, yeni blokların, yeni iş birliklerinin ve hatta yeni gerilim alanlarının zeminini hazırlıyor. Diğer yandan, dünyanın farklı bölgelerinde ortaya çıkan çatışmalar ve krizler; ‘kurallara dayalı uluslararası sistem’ olarak tanımlanan yapının, çözüm üretme kapasitesinde ciddi bir zayıflama olduğunu ortaya koyuyor. Uzun yıllar boyunca, küresel güvenliğin teminatı olarak görülen bazı büyük aktörler; artık ortak güvenlik ilkeleri yerine giderek daha fazla kendi çıkarlarını önceliyor. Bu dönüşüm, geçmişte bu aktörlerin koruyucu şemsiyesi altında yer alan ülkeleri, derin bir stratejik yalnızlıkla ve savunma zafiyetiyle baş başa bırakıyor. Böylesine kırılgan ve öngörülemez bir küresel tablo karşısında tüm dünya genelinde ülkeler, stratejik caydırıcılık kapasitesini artırmak üzere daha fazla yatırım yapıyor. Bakınız, yalnızca geçtiğimiz 10 yılda küresel savunma sanayi harcamaları 1,9 trilyon dolardan 2,7 trilyon dolara çıktı. Zor bir coğrafyada konumlanmış, hem sınır ötesi tehditlerle hem de sınırlarımız içindeki asimetrik güvenlik riskleriyle uzun yıllardır mücadele eden bir ülke olarak, bu tabloya kayıtsız kalmak gibi bir alternatifimiz bulunmuyor” dedi.

Bakan Kacır, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, bu doğrultuda son 22 yılda ortaya konulan güçlü siyasi irade ve istikrarlı devlet politikaları; milli ve özgün ürünleri önceleyen uzun soluklu Ar-Ge, yatırım ve tedarik planlamaları ve nitelikli insan kaynağı yatırımları sonucunda, savunma sanayimiz büyük bir atılım gerçekleştirdi. Ana yüklenicilerden KOBİ’lere, araştırma kuruluşlarından üniversitelere uzanan, çok katmanlı bir ekosistem inşa ettik. Ürün, sistem ve alt sistem bazlı yerlileşme çalışmalarımız neticesinde; savunma ürünlerindeki yerlilik oranımızı 22 yılda yüzde 20’den yüzde 80’lerin üzerine çıkardık. Türkiye’nin milli ve özgün savunma sanayi ürünleri, bugün dünyada savaş paradigmalarını ve jeopolitik dengeleri değiştirici unsurlar olarak adından sıkça söz ettiriyor. Hava platformlarından deniz platformlarına, kara araçlarından uzay sistemlerine kadar pek çok kritik alanda, yerli ve milli teknolojileriyle yeni çağın lider ülkeleri arasında yer alma yolunda hızla ilerliyoruz. Savaş paradigmalarını değiştiren insansız hava araçlarımız Bayraktar TB2, 6/14Bayraktar TB3, AKINCI, ANKA, AKSUNGUR; insansız savaş uçaklarımız ANKA-3, KIZILELMA; yüksek manevra kabiliyeti ve düşük radar izine sahip beşinci nesil savaş uçağımız KAAN, eğitim uçaklarımız HÜRKUŞ, HÜRJET; helikopterlerimiz ATAK ve GÖKBEY; Mavi Vatan’da özgürce yol alan MİLGEM, TCG ANADOLU; seyir füzelerimiz SOM ve ATMACA, süpersonik hızlarda çalışan hava-hava füzelerimiz GÖKDOĞAN, BOZDOĞAN; Dünya’nın her noktasından, hiçbir kısıtlamaya takılmadan görüntü almamızı sağlayan uydumuz İMECE. Her biri, dünyada ancak birkaç ülkenin sahip olabildiği teknolojik kabiliyetlerimizin ispatıdır” ifadelerini kullandı.

Benzer İçerikler

Yorumlar

Leave a Reply

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Reklamspot_img

Popüler İçerikler