Türkiye’nin uzun süredir gündemde olan Altay Ana Muharebe Tankı programı, 20 Ağustos 2025’te kritik bir aşamaya ulaştı. BMC, ilk üç Altay T1 tankının çok yakında Kara Kuvvetleri’ne teslim edileceğini duyurdu. Yıllardır süren teknik engeller, yabancı tedarik sorunları ve uluslararası ambargoların ardından gelen bu gelişme, Ankara’nın hem dışa bağımlılığı azaltma hem de zırhlı birliklerini modernize etme kararlılığını gösteriyor.
65 ton ağırlığındaki Altay T1, Güney Kore yapımı motor ve şanzımanla donatılırken, MKE’nin 120 mm L/55 topu, Roketsan’ın modüler zırhı ve Aselsan’ın AKKOR Aktif Koruma Sistemi ile yüksek seviyede ateş gücü ve savunma kabiliyeti sunuyor. Araç, 1.500 beygir gücündeki DV27K dizel motor sayesinde 65 km/s hıza çıkabiliyor ve –32°C ile +52°C arasında güvenilir şekilde çalışabiliyor.
2008’de başlayan proje, Almanya’nın motor ve transmisyon ambargoları nedeniyle ciddi gecikmelere uğramıştı. Bu süreçte Güney Kore ile iş birliği yapılırken, Türk savunma sanayisinin önde gelen firmaları BMC, ASELSAN, ROKETSAN ve MKE katkılarıyla yerli çözümler geliştirildi. Altay T1, Güney Kore’nin K2 Black Panther tankıyla benzerlik gösterse de, Türkiye’nin coğrafi ve operasyonel ihtiyaçlarına göre uyarlanmış durumda.
Türkiye, halihazırda Leopard 2A4, M60TM ve modernize edilmiş M48 tanklarını işletiyor. Altay’ın envantere girmesiyle birlikte eski nesil tanklar kademeli olarak emekliye ayrılacak. İlk etapta 85 adet T1 varyantı Güney Kore motoruyla üretilecek, ardından yerli BATU motoruna sahip T2 versiyonları devreye girecek. 2025’te üç tankın teslim edilmesi planlanırken, 2026’da 11, 2027’de 41 ve 2028’de 30 tank daha envantere girecek.
Altay programı, sadece Türkiye’nin yerli savunma sanayii yetkinliğini değil, aynı zamanda NATO’nun güney kanadındaki caydırıcılık kapasitesini de güçlendiriyor. Ayrıca, gelecekte Orta Doğu ve Asya pazarlarına ihracat potansiyeli sunarak Türkiye’yi küresel tank üreticileri arasında konumlandırma hedefini taşıyor.