Türkiye’nin savunma sanayiindeki öncü fuarı IDEF 2025 kapsamında tanıtılan ULAQ KAMA, otonom ve harcanabilir deniz platformları alanında yeni bir dönemi başlatıyor. ARES Tersanesi ve Meteksan Savunma tarafından geliştirilen ULAQ KAMA, yüksek süratli ve tek yönlü görevlerde kullanılmak üzere tasarlandı. Sistem, Türkiye’nin hem NATO yükümlülüklerine hem de “Mavi Vatan” doktrinine hizmet eden asimetrik deniz caydırıcılığı stratejisinin önemli bir halkası olmayı hedefliyor.
6,37 metre uzunluğa ve yalnızca 0,30 metre su çekimine sahip olan KAMA, gelişmiş kompozit malzemelerle inşa edildi. 50 knot üzeri azami sürat, 200 deniz milini aşan menzil, 200 kg faydalı yük kapasitesi gibi özellikleriyle dikkat çekiyor. Bu sayede gerek vurucu mühimmat, gerekse keşif-gözetleme (ISR) ekipmanlarıyla görev yapabiliyor. İleri seviye GNSS sistemleri, yapay zekâ destekli seyrüsefer, uydu haberleşmesi, stabilize elektro-optik kamera sistemleri ve opsiyonel termal görüntüleme modülleri, ULAQ KAMA’nın GPS olmayan ortamlarda dahi görev icra etmesine olanak tanıyor.
ULAQ ailesinin bu yeni modeli, özellikle Karadeniz ve Kızıldeniz’deki asimetrik deniz saldırılarından elde edilen saha deneyimlerine dayanılarak şekillendirildi. Rusya-Ukrayna savaşı ve Husilerin gemi saldırıları, ULAQ KAMA gibi ucuz, hızlı, harcanabilir sistemlerin modern deniz harp doktrinlerinde nasıl etkili olabileceğini gösterdi. KAMA, görsel tanıma yoluyla hedef eşlemesi yapabiliyor ve mühimmatı temasla ya da operatör komutuyla patlatabiliyor.
Dünya genelindeki benzer sistemlerle karşılaştırıldığında ULAQ KAMA, hem ISR hem de vurucu yetenekleri entegre biçimde sunmasıyla öne çıkıyor. Ukrayna’nın MAGURA V5 sistemleri doğrudan saldırı konusunda başarılı olsa da KAMA düzeyinde otonom navigasyon ve çoklu görev entegrasyonu sunmuyor. ABD Donanması’nın MUSV programı ise daha çok uzun süreli keşif görevlerine odaklı. KAMA, bu iki uç arasında yüksek tempolu, doyurucu (saturation) görevler için özgün bir boşluğu dolduruyor.
Endüstriyel anlamda, ARES ve Meteksan’ın ortak üretim kabiliyetiyle yılda 100’den fazla araç üretilebileceği ifade ediliyor. Henüz resmî bir sözleşme duyurulmamış olsa da, seri üretime hazır olması ve modüler yapısı, yerli ve dost/müttefik kuvvetler için cazip bir alternatif oluşturuyor. Özellikle Boğazlar, Doğu Akdeniz ve Ege gibi kritik su yollarında görev yapacak bu tip platformlar, klasik tespit ve angajman sistemlerini zorlayarak caydırıcılığı artırabilir.
ULAQ KAMA’nın IDEF 2025’teki tanıtımı, Türkiye’nin otonom deniz harp teknolojilerinde liderlik hedefini bir kez daha ortaya koyuyor. Yeni tehdit ortamlarına uygun bu tip sayıca çoğaltılabilir, esnek ve maliyet etkin sistemler, geleceğin donanma yapısında kritik rol oynayacak gibi görünüyor.