Venezuela, F-16 ve Su-30 savaş uçaklarının ortak uçuş eğitimlerini gösteren yeni bir kokpit içi video yayımlayarak Karayipler’de artan ABD askeri varlığına karşı caydırıcılık mesajı verdi. 14 Kasım 2025’te resmi hava kuvvetleri kanallarında paylaşılan görüntülerde, üç F-16 Fighting Falcon’un dört Su-30MK2 uçağıyla birlikte eşgüdümlü manevralar yaptığı görülüyor.
Bir pilotun cep telefonuyla kaydettiği video, 8 Kasım’da Maracay üzerinde uçan F-16’ları gösteren önceki paylaşımdan hemen sonra geldi. Bu ardışık yayınların, ABD’nin bölgedeki deniz ve hava konuşlandırmalarının artmasıyla Caracas yönetiminin bilinçli bir iletişim stratejisi yürüttüğünü ortaya koyduğu değerlendiriliyor.
Resmi olmayan yapısına rağmen görüntüler, Venezuela’nın savaş uçağı filosunun mevcut durumu hakkında önemli ipuçları veriyor. F-16 ve Su-30 uçaklarının aynı formasyonda temel taktik manevralar icra edebilmesi, yıllardır süren yaptırımlar, parça yetersizliği ve bakım sorunlarına rağmen en azından belirli bir sayıda uçağın hâlen uçabilir durumda olduğunu gösteriyor.
Görüntüdeki iki uçak tipi, Venezuela’nın savunma politikasındaki tarihsel dönüşümleri de yansıtıyor. 1980’lerde ABD’nin “Peace Delta” programı kapsamında tedarik edilen F-16’lar uzun süre hava kuvvetlerinin belkemiğini oluşturdu. Ancak zamanla ağırlaşan ABD yaptırımları yedek parça ve modernizasyon sürecini neredeyse tamamen kesince bu uçakların büyük bölümü uçuştan çekildi. Bugün yalnızca az sayıda F-16 tam görev yapabilir durumda; bu nedenle görüntülerde yer almaları hem sembolik hem de operasyonel açıdan önem taşıyor.
Öte yandan Su-30MK2 uçakları, Caracas’ın 2000’li yıllarda Rusya’ya yönelişini temsil ediyor. Uzun menzilli devriye, derin taarruz ve deniz hedeflerine angajman gibi görevler için tasarlanan bu uçaklar, Venezuela’nın ağır vurucu gücünü oluşturuyor. Filoda yaklaşık 20’den fazla Su-30 bulunduğu tahmin edilse de bakım sorunları nedeniyle bunların tamamının uçabilir durumda olmadığı biliniyor.
F-16 ve Su-30’ların birlikte kullanımı, Venezuela’ya kâğıt üzerinde geniş bir görev yelpazesi sunuyor. F-16’lar hızlı reaksiyon görevi, hava sahası kontrolü ve yakın eskort gibi görevlerde hâlâ etkili. Su-30’lar ise uzun menzilli devriyeler, deniz hedeflerine yönelik taarruzlar ve stratejik noktalara yönelik derin darbe görevlerinde öne çıkıyor. Karma bir filo, bir kriz anında ABD için ek takip zorlukları yaratabilir.
Yine de Venezuela’nın asıl zorluğu, ABD’nin bölgedeki ezici askeri üstünlüğü. Bir uçak gemisi grubu, ileri radar ağları, 5. nesil savaş uçakları ve entegre savunma sistemleriyle desteklenen ABD karşısında Venezuela’nın gerçekçi yaklaşımı, geniş çaplı operasyonlardan çok “sınırlı ama mesaj niteliği taşıyan” uçuşlarla caydırıcılık oluşturmak.
Paylaşılan video da tam olarak bu amaca hizmet ediyor. İç kamuoyuna “hazırız” mesajı verilirken, bölgedeki aktörlere Venezuela’nın savaş filosunu hâlâ caydırıcı bir unsur olarak gördüğü gösteriliyor. ABD’ye verilen mesaj ise daha net: Venezuela, tüm zorluklara rağmen tamamen etkisizleşmiş bir hava kuvveti olmadığını hatırlatmak istiyor.
Ekim ve Kasım aylarında yayımlanan diğer görüntülerle birlikte değerlendirildiğinde, Caracas yönetimi savaş uçağı görüntülerini bir kriz iletişimi aracı olarak bilinçli biçimde kullanıyor. Filonun sınırlı sayıda uçakla bile olsa operasyonel görünmesi, Venezuela’nın baskı altındayken bile sahnede kalma ve kendi güvenlik anlatısını güçlendirme çabasını ortaya koyuyor.





