Yeni Zelanda hükümeti, 21 Ağustos 2025’te açıkladığı 1,6 milyar dolarlık modernizasyon paketiyle önümüzdeki on yılda savunma kapasitesini köklü biçimde yenilemeyi hedefliyor. Paketin en dikkat çekici unsurları arasında, beş adet ABD üretimi MH-60R Seahawk deniz helikopteri ile iki adet Airbus A321XLR uzun menzilli uçak bulunuyor. Bu alım, ülkenin yeni Savunma Yetenek Planı kapsamındaki ilk büyük girişim olarak öne çıkarken, savunma harcamalarının önümüzdeki sekiz yıl içinde GSYİH’nin %2’sine çıkarılması hedefini de destekliyor.
Kraliyet Yeni Zelanda Donanması için MH-60R, kritik bir kabiliyet sıçraması anlamına geliyor. ANZAC sınıfı fırkateynlerden operasyon yapacak helikopterler, 800 km’den fazla menzil ve gelişmiş sensör kombinasyonlarıyla denizaltı savunma, yüzey gözetimi ve yasadışı faaliyetlerin önlenmesinde önemli rol üstlenecek. Ayrıca Avustralya’nın 24 adetlik MH-60R filosu ve ABD donanmasının uçak gemisi gruplarıyla tam uyum sağlayarak Yeni Zelanda’nın bölgesel müttefikleriyle birlikte caydırıcılığını ve operasyonel etkinliğini artıracak.
Airbus A321XLR uçaklarının alımı ise stratejik hava taşımacılığı ve devlet görevleri alanında yıllardır süregelen eksikliği gideriyor. 2000’li yılların başında alınan ve sık sık bakım sorunları yaşayan Boeing 757’lerin yerini alacak bu yeni uçaklar, 8.700 km’yi aşan menzilleri ve 23 tonluk yük kapasitesiyle Pasifik operasyonlarında, insani yardım görevlerinde ve üst düzey diplomatik seferlerde esneklik sağlayacak. Airbus’ın yaygın sivil filosu sayesinde bakım, lojistik ve mürettebat eğitimi de daha kolay hale gelecek.
Açıklamanın zamanlaması da dikkat çekici. Çin’in Pasifik’te artan deniz varlığı, ikili kullanımlı altyapı yatırımları ve istihbarat faaliyetleri, bölgesel güvenlikteki kırılganlıkları daha görünür kıldı. Geleneksel olarak temkinli bir askeri yaklaşım benimseyen Yeni Zelanda için ABD ve Avrupa menşeli, sahada kanıtlanmış platformların seçilmesi, müttefiklerle savunma entegrasyonuna yönelik kararlı bir adım anlamına geliyor.
Sonuç olarak MH-60R ve A321XLR tedariki sadece araç yenilemesi değil, Yeni Zelanda’nın savunma politikasında stratejik bir yeniden konumlanma. Bu yatırımlar, ülkeyi giderek daha rekabetçi hale gelen Hint-Pasifik güvenlik ortamında daha güçlü ve etkin bir aktör haline getirmeyi hedefliyor.