İsrail ile İran arasındaki gerilim, İsrail’in geçtiğimiz günlerde İran’a düzenlediği geniş çaplı hava saldırılarıyla yeni bir zirveye ulaştı. İsrail, “Kalkan-25” operasyonu kapsamında İran’ın nükleer tesisleri, füze üretim merkezleri ve askeri üslerini hedef aldığını açıkladı. Tahran, saldırılarda önemli askeri tesislerin vurulduğunu ve üst düzey komutanlar dahil çok sayıda personelin hayatını kaybettiğini doğruladı. İran, buna karşılık “Adalet Kalkanı” adını verdiği misilleme operasyonuyla İsrail’e onlarca balistik füze ve insansız hava aracı (İHA) gönderdi. İsrail’in hava savunma sistemleri füzelerin çoğunu etkisiz hale getirse de, bazı yerleşim bölgelerinde maddi hasar ve yaralanmalar bildirildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, operasyonun İran’ın “nükleer silah geliştirme kapasitesini zayıflatmayı” hedeflediğini ve gerekli görülmesi halinde devam edeceğini belirtti. İran, nükleer programının barışçıl olduğunu savunarak suçlamaları reddetti. ABD Başkanı Donald Trump, İsrail’in askeri kabiliyetini överken, çatışmanın genişlememesi gerektiğini vurguladı ve diplomatik çözüm çağrısı yaptı. ABD, İran’ın misilleme saldırılarına karşı İsrail’e savunma desteği sağladığını doğruladı, ancak doğrudan çatışmaya dahil olmadığını ifade etti. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran’ı bölgedeki ABD üslerine saldırmaktan kaçınması konusunda uyardı.
İran, saldırılar sonrası hava sahasını kısa süreliğine kapattı ve uluslararası aktörleri İsrail’e destek vermemeleri konusunda uyardı. İran lideri Ali Hamaney, “İsrail’in bu saldırıları cezasız kalmayacak,” diyerek güçlü bir karşılık verileceğini belirtti. Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB), tarafları itidale çağırırken, Rusya ve Çin, çatışmanın bölgesel bir krize dönüşme riskine dikkat çekti. Bölgedeki diğer ülkeler de etkilendi; Ürdün, Suriye ve Lübnan hava sahalarını geçici olarak kapattıktan sonra 15 Haziran 2025’te yeniden açtı.
Küresel piyasalar, artan jeopolitik riskler nedeniyle dalgalandı. Brent ham petrol fiyatları varil başına 75 dolara yaklaşırken, altın fiyatları rekor seviyelere ulaştı. Savunma sanayi uzmanları, İsrail’in teknolojik üstünlüğüne ve ABD desteğine karşın, İran’ın vekil güçleri ve asimetrik savaş kabiliyetinin çatışmayı karmaşıklaştırabileceğini belirtiyor. Hürmüz Boğazı’ndaki stratejik konum, İran’ın petrol sevkiyatını tehdit etme potansiyelini artırıyor. Türkiye, olası mülteci akınlarına ve bölgesel istikrarsızlığa karşı temkinli bir duruş sergiliyor.
Çatışmanın geleceği, uluslararası diplomasinin başarısına ve İran’ın misilleme kapasitesine bağlı. Her iki tarafın da askeri hareketliliği sürdürdüğü bu dönemde, bölgesel ve küresel aktörlerin arabuluculuk çabaları kritik önem taşıyor.