Almanya’da yeniden gündeme gelen zorunlu askerlik planı, iş dünyasında alarm zillerini çaldırdı. NATO’nun doğudaki tehditlere karşı Berlin’e baskı yapmasının ardından genişletilmesi tartışılan askerlik yükümlülüğü, işverenler tarafından kalifiye iş gücüne ulaşmayı zorlaştıracak bir adım olarak değerlendiriliyor.
Ülkenin en büyük işveren sendikası BDA’nın Başkanı Steffen Kampeter, savunma yatırımlarını desteklediklerini belirtirken, ekonomiyle savunmanın aynı kaynak için rekabete gireceği uyarısında bulundu:
“Güvenlik olmadan ekonomi olmaz, ama güçlü bir ekonomi olmadan da ordu kurulmaz.”
Zorunlu mu Gönüllü mü?
Savunma Bakanı Boris Pistorius’un planı, her yıl yaklaşık 5.000 gönüllü gencin orduya alınmasını hedefliyor. Ancak NATO yükümlülüklerini karşılamak için bu sayının yeterli olmayabileceği düşünülüyor. Bakanlık, gönüllülüğün yetersiz kalması durumunda zorunlu askerliği yeniden masaya koymaya hazır.
İş dünyası ise özellikle sağlık, mühendislik ve eğitim gibi alanlarda zaten var olan iş gücü sıkıntısına dikkat çekiyor. Sektör temsilcileri, zorunlu askerlik gibi uygulamaların bu dengeleri daha da bozabileceğinden endişeli.
Bir işveren temsilcisi, “Refah ve güvenlik arasında bir çelişki var. Aynı havuzdan insan çekiyoruz,” diyerek durumu özetliyor.
Ifo Enstitüsü’nün Alman Maliye Bakanlığı için hazırladığı 2023 tarihli bir rapor, gönüllülük modelinin zorunlu askerlikten daha sürdürülebilir olduğunu ortaya koyuyor. Rapora göre, yılda 39.000 gönüllü gencin istihdam edilmesi devlete 1,5 milyar euroya mal olurken, zorunlu askerlik hem bireysel kariyerlere hem de ülke ekonomisine daha büyük bir darbe vurabilir.
Hedef Büyük, Kaynak Sınırlı
Alman ordusu önümüzdeki on yıl içinde 80.000 asker daha kazanmak, yedek kuvvetleri ise 200.000 kişiye çıkarmak istiyor. Yeni Başbakan Friedrich Merz de bu hedef doğrultusunda şirketleri hem üretkenliğe hem de savunmaya katkı vermeye çağırıyor. Ancak küçük ve orta ölçekli işletmeler açısından bu çağrı kolay karşılık bulmayabilir.
Savunma Bakanlığı’ndan ödül almış bir KOBİ yöneticisi olan Jens Günther, “Bir çalışanımı gönderebilirim ama üç kişi giderse şirketi kapatmak zorunda kalırım,” diyor.
Uzmanlar Ne Diyor?
Bundeswehr Üniversitesi’nden Prof. Carlo Masala’ya göre ise iş dünyasının tepkileri abartılı: “Zorunlu askerlik gelse bile, yılda en fazla 25.000 kişi çağrılır. Bu rakam Soğuk Savaş yıllarındaki yüz binlerce askerin çok gerisinde,” diyor ve iş dünyasının sürece yapıcı bir şekilde dahil olması gerektiğini vurguluyor.
Almanya, hem güvenliğini sağlamak hem de ekonomisini ayakta tutmak istiyor. Ancak artan savunma ihtiyaçlarıyla sınırlı iş gücü havuzu arasındaki dengeyi kurmak, ülkenin önündeki en zorlu sınavlardan biri olabilir. Ordunun personel açığını kapatmaya çalıştığı bu dönemde, iş dünyasının kaygıları Almanya’nın güvenlik ve refah arasında nasıl bir tercih yapacağını şekillendirecek.
