Havacılık dünyasında uçakların en dikkat çeken bölümleri kanatları, gövdesi, motorları ve özellikle kuyruk yapılarıdır. Ancak Türkiye’nin yeni nesil insansız savaş uçağı ANKA-3, alışılmış tasarımların dışında, kuyruksuz olarak geliştirildi. Peki, bu yenilikçi tasarımın sebebi ne?

ANKA-3’ün Yenilikçi Tasarımı

Türkiye’nin insansız hava aracı teknolojisinde önemli adımlar atan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), kısa süre önce Muharip İnsansız Uçak Sistemi (MİUS) kapsamında geliştirdiği ANKA-3’ü tanıttı. Geleneksel uçaklarda yaygın olarak görülen kuyruk yapısının ANKA-3’te yer almaması, bu tasarımın ardındaki mühendislik tercihini merak konusu haline getirdi.

Kuyruksuz Uçakların Avantajları

Kuyruksuz uçaklar genellikle radara yakalanmamak için tasarlanır. Popüler kültürde “hayalet uçak” olarak bilinen bu yapı, düşük radar kesit alanı sayesinde hava savunma sistemlerinden gizlenmeyi kolaylaştırır. Kuyruk olmaması, ayrıca uçağın daha hafif olmasını sağlar ve hava sürtünmesini azaltarak yakıt verimliliğini artırır.

Ancak bu tasarımın bir zorluğu da var. Geleneksel uçaklarda bulunan dikey stabilizatör, yön dengesini korumak için kritik bir rol oynar. Kuyruksuz uçaklarda ise bu stabilizatör bulunmadığı için, uçuş kontrol sistemleri daha gelişmiş ve hassas olmalıdır.

ANKA-3, sahip olduğu uçan kanat tasarımı sayesinde yüksek manevra kabiliyeti ve düşük radar görünürlüğü sunarak modern savaş doktrinlerine uyum sağlayacak şekilde geliştirildi.

Bu yenilikçi yaklaşımıyla ANKA-3, Türkiye’nin insansız hava aracı alanındaki iddiasını bir adım daha ileri taşıyor.