Türkiye, denizaltı filosunu 13 platforma çıkararak Akdeniz havzasında sayısal açıdan en büyük denizaltı gücüne sahip ülke konumuna yükseldi. Türk Deniz Kuvvetleri’nin uzun yıllardır sürdürdüğü modernizasyon ve yerli üretim odaklı tedarik politikası, denizaltı caydırıcılığında önemli bir eşiğin aşılmasını sağladı.
Caydırıcılık ve Sürekli Hazırlık
Denizaltılar, düşük görünürlükleri ve uzun süre su altında kalabilme kabiliyetleri sayesinde modern deniz harp doktrinlerinin en kritik unsurları arasında yer alıyor. Türkiye’nin 13 denizaltılık filosu; keşif-gözetleme, deniz ulaştırma hatlarının kontrolü, denizden karaya taarruz ve caydırıcılık görevlerinde Türk Deniz Kuvvetleri’ne sürekli operasyonel üstünlük sağlıyor.
Mevcut filoda Ay, Preveze ve Gür sınıfı denizaltıların yanı sıra, yeni nesil Reis sınıfı (Type 214) havadan bağımsız tahrik (AIP) sistemine sahip platformlar bulunuyor. AIP teknolojisi sayesinde denizaltılar haftalarca su yüzüne çıkmadan görev icra edebiliyor.

Akdeniz’de Sayısal Üstünlük
Türkiye’nin 13 denizaltılık gücü, Akdeniz’deki diğer donanmalarla kıyaslandığında dikkat çekici bir tablo ortaya koyuyor. Bölgedeki birçok ülke 4 ila 8 arasında denizaltıya sahipken, Türkiye bu sayıyla rakiplerinin önüne geçmiş durumda.
- Yunanistan, benzer şekilde Type 214 sınıfı denizaltılar işletmesine rağmen toplam 10 adetlik denizaltı sayısı bakımından Türkiye’nin gerisinde bulunuyor.
- İtalya ve Fransa daha sınırlı sayıda, ancak nükleer veya gelişmiş konvansiyonel denizaltılarla Akdeniz’de varlık gösteriyor.
Bu tablo, Türkiye’nin özellikle Doğu Akdeniz’de denizaltı harbi açısından sürekli ve yoğun bir varlık sürdürebilen tek ülke konumuna geldiğini gösteriyor.





