Bölgenin tamamında uzun soluklu savaşlar birer birer sonuca ulaşırken, dengeler hızla değişiyor. İsrail’in agresif politikası sonucunda Orta Doğu’nun güçlü karakterleri resmen yok oldu. Özelden genele tüm dünyada yeni döneme hazırlık var. Bu yeni dönemin detaylarını çok daha detaylı ve farklı bir tarihte gündeme taşıyacağız. Bugüne baktığımızda ise 48 saat içinde başta Türkiye olmak üzere komşu ülkeleri de etkileyecek önemli bir gelişmenin yaşanması bekleniyor. Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik geçtiğimiz gün katıldığı televizyon programında, “Cumhurbaşkanımız cumartesi sabahı tarihi bir konuşma gerçekleştirecek” ifadelerini kullandı.

Hükümet Artık Sonuca Ulaşmak İstiyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mayıs ayında Ana Muhalefet Partisi CHP’ye yönelik yaptığı bir çağrıda, “İç cepheyi güçlendirmeliyiz. Türkiye’nin kutuplaşmaya değil kucaklaşmaya ihtiyacı var. Bölgemizde ve dünyada tansiyon bu kadar yükselmişken yangına körükle gitme yanlışından dönülmesini diliyoruz.” ifadelerini kullandı. Bu açıklamadan sonra gündeme giren “İç Cephe” kavramı, terör örgütü PKK’nın feshedilmesi süreci üzerine yapılan tartışmalarda sıkça kullanılmaya başlandı. Hükümet tarafı, DEM Parti ile yapılan görüşmelerin PKK terör örgütünün feshedilmesi için gerekli olduğunu, Türkiye’yi içerden bitirmek isteyen örgütleri dağıtmadan Türkiye’yi çevreleyen siyonist ve emperyalist güçleri dağıtmanın mümkün olmadığını savunuyor. Kamuoyu ise hızlı gelişen bu sürecin ulusal çıkarları nasıl etkileyeceğini tartışıyor, hatta bazı soru işaretleri nedeniyle endişeleniyor. Bu nedenle Hükümet, en kısa sürede PKK’nın feshedilmesini istiyor. Yaklaşık 40 yıllık terör örgütünün dağıtılması, doğal olarak Hükümet tarafından tarihi bir zafer olarak kabul edilecektir. Hem Ak Parti hem de MHP’nin halihazırda en büyük gündemi PKK’nın feshedilmesidir. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu hafta içinde DEM Parti heyetini kabul etmesi, bir hafta önce de MTİ Başkanı İbrahim Kalın’ın Irak’taki yoğun görüşme trafiği artık sürecin noktalanmak üzere olduğunu gösteriyor. Çok büyük bir sürpriz olmazsa, Cuma günü Süleymaniye’de (Irak) PKK terör örgütü silah bırakacak ve bu anlar televizyonda yayınlanacak. Cumartesi günü ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin PKK terör örgütünü bitirdiğini ilan edecek. Ancak 40 yıllık terör örgütünün sona ermesi büyük değişimin bir parçası ve yaşanan olaya daha geniş açıdan bakarak yaklaşmakta olan farklı gelişmeleri görmeliyiz. ABD ve Almanya’nın PKK’dan vazgeçmesi, yeni kurulan denklemde Türkiye’nin yol haritasını da aydınlatan önemli işaretler taşıyor.

Amerika Sadece PKK’dan Vazgeçmedi, YPG’nin Kalemi Kırıldı
Bir tanım var; Orta Doğu’da örgütlerin bir kısmının ortaya çıkışında yapay katkı maddeleri vardır. Doğal sebeplerle örgütlenmeyen silahlı güçler, vekalet savaşları nedeniyle istihbarat servisleri tarafından organize edilmiş unsurlardır. Kısaca PKK, dışardan beslenen ve kontrol edilen, kuruluşunda “yabancı”, doğal olmayan etkenlerin bulunduğu bir terör örgütüdür. YPG terör örgütü de PKK’yı asıl yöneten vekillerin Suriye koludur. Temel olarak bunlar tek merkezden yönetilen, tamamlayıcı projelerdir. Suriye’de yeni kurulan Hükümet’in ABD tarafından kabul görmesi, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Şam Temsilcisi Thomas J. Barrack’ın YPG karşıtı söylemleri, PKK’nın kendini feshetme dönemiyle aynı zamana denk gelmesi tesadüf değildir. Amerika, çok değil geçen yıl size devlet vereceğiz dediği YPG terör örgütünün şimdi Şam’a itaat etmesini istiyor. YPG ve PKK’lılar şunu hiç anlamadı; bugün bağımsız olan hiçbir millete, devlet bazı kimseler tarafından armağan edilmedi. Amerika’ya sırtını yaslayan PKK/YPG, doğudan gelen fırtınanın etkisi nedeniyle Amerika tarafından satıldı. PKK projesi bitti, YPG’nin selası da bu cuma okunacak.