Deniz savaş yeteneklerini ileri taşımayı hedefleyen Güney Kore, uçak gemilerinden operasyon yapabilecek yeni nesil bir stealth (radar izi düşük) insansız savaş hava aracı (UCAV) geliştiriyor. Korea Aerospace Industries (KAI), bu iddialı projeyi 8 Temmuz 2025’te Ulusal Meclis’te düzenlenen 8. Kore Boğazı Zafer Semineri sırasında resmi olarak tanıttı.
Hâlihazırda Güney Kore Hava Kuvvetleri için geliştirilen jet motorlu insansız hava platformuna dayanan bu yeni taşıyıcı tabanlı UCAV, güçlendirilmiş altı ton sınıfı bir gövde üzerine inşa ediliyor. Geleneksel uçak gemisi operasyonlarını destekleyecek şekilde kanca sistemiyle iniş ve katapultla kalkış özelliklerine sahip. Kuyruk kancası, güçlendirilmiş iniş takımları ve modüler görev bölmeleri sayesinde yüksek riskli deniz operasyonlarına uyum sağlayabiliyor.
Yeni UCAV, hava-hava ve hava-yer füzelerinin yanı sıra daha küçük ve konuşlandırılabilir drone’lar da taşıyabilecek. Hem saldırı hem de keşif-gözetleme (ISR) görevleri için tasarlanan sistem, iç silah bölmeleri ve düşük görünürlük sağlayan gövde yapısıyla dikkat çekiyor. Güney Kore’nin 2024’te CV-X uçak gemisi projesini iptal etmesinin ardından, F-35B gibi insanlı uçaklara olan ilgisini azaltarak insansız sistemlere yönelmesi bu projeye zemin hazırladı. Odak artık, Hanwha Ocean tarafından inşa edilen ve MADEX 2025’te tanıtılan 42.000 tonluk çok amaçlı Ghost Commander-II gemisi gibi platformlardan insansız araçların konuşlandırılmasına kaymış durumda.
240 metre uzunluğundaki Ghost Commander-II, elektromanyetik katapult sistemleri, dikey füze lançerleri ve amfibi operasyonlar için havuz güvertesiyle donatıldı. Gemi, hem muharebe görevlerini hem de insani yardım operasyonlarını destekleyecek şekilde tasarlandı. Bu yaklaşım, deniz kuvvetlerinde yapay zeka entegrasyonu ve insanlı-insansız iş birliği doktrinine geçişi yansıtıyor.
KAI’nin deniz tabanlı UCAV’ı bağımsız bir proje değil. KF-21 Boramae savaş uçağı ve LOWUS (Düşük Görünürlüklü İnsansız Kanat Adam Sistemi) gibi daha geniş kapsamlı insansız ekosistemlerin bir uzantısı. LOWUS’tan daha büyük ve daha bağımsız olan bu UCAV, modüler radar burunları ve uzun menzilli ağ altyapısı gibi teknolojileri paylaşıyor. Altı tonluk maksimum kalkış ağırlığına, 800 kg taşıma kapasitesine ve yaklaşık 482 km’lik muharebe yarıçapına sahip olan sistem, yüksek bypass oranlı turbofan motorla çalışıyor ve Mach 0.6 altı seyir hızında maksimum yakıt verimliliği sunuyor.
Uçağın burun kısmı AESA radar, EOTS, IRST ve deniz gözetleme radarları gibi farklı sensörlerle değiştirilebilir şekilde tasarlandı. İç bölmelerinde Meteor uzun menzilli hava-hava füzeleri ve hava kaynaklı mini drone’lar taşıyabiliyor. Böylece birden fazla alt drone’u yöneten hava üssü olarak görev yapabiliyor.
Bu platformun tamamen hayata geçirilmesi durumunda, Güney Kore, ABD ve Türkiye’nin ardından uçak gemisinden kalkabilen jet motorlu stealth UCAV geliştiren üçüncü ülke olacak. KAI, elektromanyetik fırlatma sistemleri karmaşık veya maliyetli olursa, kanardlar ve itki yönlendirme nozulları sayesinde ski-jump kalkış yapabilecek alternatif bir varyant üzerinde de çalışıyor.
Proje, dikkat çekici biçimde, Güney Kore Donanması, Savunma Tedarik Programı İdaresi (DAPA) ya da ADD tarafından resmi olarak talep edilmeden yürütülüyor. KAI, donanmanın yeni nesil filo planlaması netleştiğinde resmi tedarik taleplerine hızla yanıt vermeye hazır olduğunu belirtiyor.
Bu cesur programın temelinde ise yapay zekâ ve otonomiye yapılan yoğun yatırım var. Mart 2025’te KAI, ABD merkezli Shield AI ve Güney Koreli ortağı Quantum Aero ile birlikte Hivemind otonomi yazılım paketini Kore insansız sistemlerine entegre etmek için üçlü bir anlaşma imzaladı. Bu paket, uçak üzerindeki otonom kontrol yazılımı (Hivemind Edge), simülasyon ortamları (Hivemind Design) ve görev planlama sistemlerini (Hivemind Commander) kapsıyor. Bu yazılımlar, KAI’nin geliştirdiği K-AILOT adlı yerli yapay zekâ uçuş kontrol sistemi için kritik rol oynayacak.
KAI, aynı zamanda yurtiçinde otonom sistemler ekosistemini genişletiyor. 2023’ten bu yana Konan Technology, PUNZIN ve GenGenAI gibi yapay zekâ ve büyük veri alanlarında uzmanlaşmış yerel firmalara yoğun yatırım yaptı. Otonomi ve simülasyon araştırmalarına toplamda yaklaşık 69,7 milyon dolar kaynak ayırdı. 20 kg faydalı yük taşıyabilen ve tek yönlü 500+ km menzile sahip AAP drone platformu, bu teknolojilerin testinde kullanılıyor ve ilk gösteri uçuşunun 2025 Ağustos ayında yapılması planlanıyor.
Tüm bu ilerlemelere rağmen, KAI Güney Kore savunma tedarik sisteminde bazı yapısal sorunlarla karşı karşıya. Mevcut kamu Ar-Ge projelerinin çoğu, seri üretime geçmeyen prototiplerle sınırlı kalıyor. KAI’den Kang Byung-gil, ADD gibi devlet kurumlarının temel silah teknolojilerine, özel sektörün ise platform geliştirmeye odaklanması gerektiğini savunuyor. Ayrıca, expendable (kullan-at) drone’ların eğitim veya testte yeniden kullanımına dair yetersiz sertifikasyon standartlarını da eleştiriyor.
Deniz tabanlı UCAV projesinin ardında yatan stratejik gerekçeler, Güney Kore’nin değişen askeri doktrininde net biçimde görülüyor. Kuzey Kore’den gelen tehditlerin arttığı bir ortamda, ülke “kill chain” (önleyici saldırı), katmanlı hava savunma (KAMD) ve caydırıcılık yeteneklerini güçlendiriyor. UCAV’ın uzun menzilli keşif, elektronik harp ve hassas taarruz kapasitesi, bu doktrine birebir uyum sağlıyor.
Güney Kore ordusu, 2023 yılında bir drone operasyon komutanlığı kurarak, gelecekteki çatışmalarda otonom sistemlerin önemini vurguladı. KF-21 ve FA-50’nin iki koltuklu versiyonlarının sadık kanat adam kontrol platformu olarak kullanılması, KUS-FC ve Kaori-X gibi stealth prototiplerle desteklenmesi, Güney Kore’nin uçak gemisi tabanlı otonom hava savaş gücünde iddialı bir konum hedeflediğini ortaya koyuyor.
Yenilikçilik, modüler yapı ve stratejik vizyonla şekillenen KAI’nin bu programı, Indo-Pasifik bölgesinde deniz hava gücünün geleceğini yeniden tanımlayabilir.
