RTX, AUSA 2025 Savunma Fuarı’nda tanıttığı DeepFires adlı yeni sistemiyle kara konuşlu füze atıcı teknolojisinde önemli bir adım attı. Tamamen insansız olarak görev yapabilen bu platform, hem uzun menzilli taarruz hem de hava savunma görevlerini tek bir mobil sistemde birleştiriyor.
Oshkosh Defense üretimi 6×6 FMTV A2 taktik araç şasisi üzerine inşa edilen DeepFires, mürettebat kabinine ihtiyaç duymuyor. Aracın ön bölümünde yer alan kompakt yönetim modülünde tüm seyrüsefer, kontrol ve hedefleme sistemleri entegre biçimde bulunuyor. Bu sayede sistem, insan müdahalesine gerek duymadan hareket edebiliyor, hedef tespiti yapabiliyor ve görevini yerine getirebiliyor.
Aracın arka kısmında yer alan modüler dikey fırlatma sistemi, farklı mühimmat tipleriyle uyumlu olacak şekilde tasarlandı. Göreve göre yapılandırılabilen bu ünite, Tomahawk seyir füzeleriyle derin taarruz görevlerini, Patriot füzeleriyle ise hava savunma görevlerini yerine getirebiliyor. Böylece tek bir platform üzerinden hem saldırı hem de savunma rolü üstlenilebiliyor.
Sistemin otonom kontrol altyapısı, Forterra tarafından geliştirilen yapay zekâ tabanlı yazılımlarla destekleniyor. DeepFires, karmaşık arazilerde engelleri tanıyıp yön değiştirebiliyor, hedefleme ve mühimmat ikmalini insan desteği olmadan gerçekleştirebiliyor. Ayrıca GPS sinyallerinin zayıf olduğu veya elektronik harp tehdidi altındaki bölgelerde görev yapabilmesi için gelişmiş sensör entegrasyonuna sahip.
Zorlu operasyon koşullarında uzun süre görev yapabilecek şekilde tasarlanan DeepFires, harici enerji kaynağına ihtiyaç duymadan çalışabiliyor ve geniş mühimmat kapasitesi sayesinde ikmal sıklığını azaltıyor. Sistem, C-130 kargo uçaklarıyla taşınabilir yapısı sayesinde, kısa sürede farklı harekât bölgelerine sevk edilebiliyor. Bu özellik, özellikle Hint-Pasifik bölgesi gibi dağınık konuşlanma gerektiren alanlarda önemli bir avantaj sağlıyor.
RTX yetkilileri, DeepFires’in yalnızca yeni bir füze atıcı değil, aynı zamanda ABD Kara Kuvvetleri’nin çok alanlı harekât konseptine uygun bir kuvvet çarpanı olduğunu vurguluyor. Sistem, uzun menzilli hassas vuruş ve hava savunmasını tek bir insansız araçta bir araya getirerek kara unsurlarına yeni bir esneklik kazandırıyor. Prototip sürecinin hızlandırılması ve sistemin 2026 itibarıyla değerlendirme testlerine alınması planlanıyor.