18 Ağustos’u 19 Ağustos’a bağlayan gece, Rusya uzun menzilli bombardıman uçaklarıyla Ukrayna’nın Poltava ve Kremençuk bölgelerine yeni bir füze ve insansız hava aracı saldırısı düzenledi. Polonya Savunma Bakanlığı’nın açıklamasına göre, saldırıların başlamasının ardından Varşova, hava savunma prosedürlerini derhal devreye sokarak Polonya ve müttefik jetlerini acil kalkışa kaldırdı. Bu durum, savaşın NATO’nun doğu kanadına sıçrama riskinin sürdüğünü ve üye ülkelerin yüksek teyakkuzda kalmasının zorunluluğunu bir kez daha ortaya koydu.
Görev kapsamında Polonya’nın F-16 Fighting Falcon savaş uçakları ile İsveç’in Malbork üssünde konuşlu JAS-39 Gripen’leri ortak operasyon yürüttü. Böylece NATO’nun entegre hava savunma ağının ne kadar uyumlu çalıştığı bir kez daha görüldü.
Polonya’nın 2000’li yıllarda envantere kattığı F-16’lar, AIM-120 AMRAAM füzeleri ve modern hedefleme sistemleri ile sürekli güncellenerek hem NATO görevlerinde hem de ulusal savunmada etkin bir rol oynuyor. İsveç’in Gripen uçakları ise düşük maliyetli işletme yapısı, yüksek manevra kabiliyeti ve kısa hazırlık süresiyle NATO’nun esnek caydırıcılık kapasitesini tamamlıyor.
NATO’nun erken uyarı uçakları (AWACS) ve ortak komuta-kontrol ağı da bu tür durumlarda müttefik uçakların koordineli hareket etmesini sağlıyor. Böylece olası bir ihlal veya yanlış hesaplama dakikalar içinde tespit edilip karşılık verilebiliyor.
Bu son olay, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarının yalnızca Ukrayna sınırlarıyla sınırlı kalmadığını, NATO güvenliği için de doğrudan sonuçlar doğurduğunu ortaya koydu. Polonya ve İsveç’in yan yana gerçekleştirdiği bu hava polisliği görevi, hem bölgesel caydırıcılığın hem de NATO’nun kolektif savunma ilkesinin güçlü bir göstergesi oldu.