16 Temmuz Çarşamba 2025

Fransa ve Birleşik Krallık, Nükleer Askerî İş Birliğini Güçlendirme Kararı Aldı

spot_img
spot_img

Avrupa’nın iki nükleer gücü Fransa ve Birleşik Krallık, nükleer caydırıcılık alanındaki iş birliklerini daha da derinleştirme kararı aldı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer, yaptıkları ortak açıklamada, iki ülkenin askeri nükleer stratejilerinin artık daha yakın koordinasyonla yürütüleceğini belirtti. Bu gelişme, Avrupa güvenlik mimarisinde yeni bir dönem anlamına geliyor.

Yeni kurulan Birleşik Krallık-Fransa Nükleer Yönlendirme Grubu, bu iş birliğinin temel taşı olacak. Fransız Cumhurbaşkanlığı ve İngiltere Bakanlar Kurulu tarafından yönlendirilecek olan bu grup, nükleer politika, operasyonel kabiliyetler ve stratejik planlamalarda ortak hareket edilmesini sağlayacak.

2010 yılından bu yana Teutates gibi projelerde birlikte çalışan iki ülke, şimdi bu başarıları daha ileriye taşımayı hedefliyor. Fransa ve İngiltere’nin nükleer silah sistemleri birbirinden bağımsız olsa da, NATO’nun genel caydırıcılık yapısına büyük katkı sağlıyor. Ayrıca, taraflar arasında ‘birine yönelik ciddi bir tehdit diğerini de doğrudan etkiler’ anlayışı, karşılıklı caydırıcılık doktrininin temelini oluşturuyor.

Fransa, denizaltı tabanlı M51 balistik füzeler taşıyan Triomphant sınıfı denizaltılarla ve Rafale savaş uçaklarına entegre ASMP-A nükleer seyir füzeleriyle hava-deniz odaklı bir nükleer kapasiteye sahip.
İngiltere ise sürekli denizde caydırıcılık (CASD) stratejisini sürdürüyor ve dört adet Vanguard sınıfı denizaltı ile Trident II D5 balistik füzeleri kullanıyor. Bunun yanı sıra, yeni nesil Dreadnought sınıfı denizaltılar da 2030’larda hizmete girecek.

Bir diğer önemli gelişme ise, İngiltere’nin F-35A Lightning II savaş uçaklarıyla hava tabanlı nükleer kapasiteye yeniden sahip olacak olması. Bu uçaklar, ABD’den sağlanan B61-12 taktik nükleer bombalarıyla donatılacak ve RAF Lakenheath üssünde NATO’nun nükleer paylaşım planına dahil edilecek.

Her iki ülke de artık kara tabanlı nükleer füze sistemlerinden vazgeçmiş durumda. Fransa, 1990’larda Plateau d’Albion’daki silolarını söktü; İngiltere ise hiçbir zaman sabit kara tabanlı ICBM sistemine sahip olmadı. Bu da, hareketli ve hayatta kalabilir sistemlerin ön planda olduğu yeni nükleer stratejilere geçişin açık göstergesi.

Fransa ve Birleşik Krallık’ın bu stratejik uyumu, sadece kendi ulusal güvenliklerine değil, NATO’nun genel nükleer caydırıcılığına ve küresel nükleer istikrarın korunmasına da büyük katkı sağlıyor.

spot_img
En Son Haberler
Diğer Haberler

Leave a Reply

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz