ABD Hava Kuvvetleri Başmüfettişi, Uydu Geliştirme Ajansı’nın (SDA) uydu fırlatma sürecinde hıza verdiği önceliğe dikkat çekerek, bu “hızlı git” yaklaşımının ajansı fark edilmemiş ya da tam anlaşılamamış risklere açık hale getirebileceği uyarısında bulundu. Defense News tarafından elde edilen ve Şubat-Mart ayları arasında gerçekleştirilen değerlendirme, Pentagon’un en iddialı uzay projelerinden birinin hem güçlü yönlerini hem de büyüme sancılarını ortaya koyuyor.
Rapor, SDA’nın çevik ve yüksek performanslı kurumsal kültürünü kabul ederken, aynı zamanda bazı kronik sorunlara da işaret ediyor: yetenekli personel bulma ve elde tutmada yaşanan zorluklar, hız ile sistem kalitesi arasında büyüyen dengesizlik ve aşırı merkeziyetçi karar alma süreçleri. Hız odaklı operasyon temposu; risk raporlamasında zayıflık, gayriresmî süreçler ve zaman zaman Savunma Bakanlığı (DoD) protokollerinin dışına çıkılması gibi kaygılara neden oluyor.
Ajansın 155 çalışanından 129’unun katıldığı dahili geri bildirimlerde ise daha fazla rahatsızlık dile getiriliyor. Uzaktan çalışmaya getirilen sınırlamalar ve yeni işe alınan personeli hedef alan politikalar, iş güvencesi konusunda endişelere yol açmış durumda. Ayrıca, SDA çalışanları ajansın performansına yönelik artan denetim baskısının iş ortamındaki stresi daha da artırdığını belirtiyor.
Bu gözden geçirme, SDA Direktörü Derek Tournear’ın uydu prototipleriyle ilgili bir sözleşmeyi yönetme şekline dair endişeler nedeniyle idari izne ayrılmasının ardından başlatıldı. Nisan ayında görevine iade edilen Tournear’ın durumu, ajansın çalışmalarının politik ve prosedürel hassasiyetlerine dikkat çekti.
2019 yılında Uzay Kuvvetleri bünyesinde hızlı tedarik odaklı bir birim olarak kurulan SDA, alçak Dünya yörüngesine gelişmiş füze izleme ve veri aktarım uydularından oluşan takımyıldızlar yerleştirmeyi amaçlıyor. Tournear’ın liderliğindeki ajans, her iki yılda bir “tranche” adı verilen uydu partileriyle kabiliyetleri kademeli olarak hayata geçiriyor ve bu sayede sürekli yükseltme ve yeni teknolojilerin entegrasyonu sağlanıyor.
Ajansın ilk partisi olan Tranche 0, Nisan 2023’te fırlatılmaya başlandı. Tranche 1 ise bu yaz içinde fırlatılacak. Tedarikçi kaynaklı gecikmelere rağmen SDA, ilk tam operasyonel uydularını 2026’ya kadar yörüngeye yerleştirmeyi hedefliyor.
Ancak bu hız merkezli yaklaşım eleştiri almaya devam ediyor. Şubat ayında Hükümet Hesap Verebilirlik Ofisi (GAO), SDA’nın mevcut sistemlerin uzaydaki yeteneklerini kanıtlayana kadar sonraki fırlatmaları ertelemesi yönünde tavsiyede bulundu. GAO, sıkı takvim baskısının yinelemeli öğrenmeyi engelleyebileceğini ve tasarım hatalarının gözden kaçmasına yol açabileceğini belirtti.
Hava Kuvvetleri’nin bulguları da bu uyarıları destekliyor. Rapora göre, SDA’nın altyapısı ve idari sistemleri ajansın hızlı büyümesi karşısında zorlanıyor. Proaktif değil, reaktif risk yönetimi uygulanması ise başka bir zayıf nokta olarak öne çıkıyor. Önceki yıllarda küçük bir ekipte etkili olan liderlik tarzı, artık bilgi akışını engelleyen “bilgi adacıkları” yaratıyor ve kurum içi iş birliğini zayıflatıyor.
Raporda dikkat çeken önerilerden biri de kişilik temelli yönetim tarzından süreç odaklı bir yapıya geçiş yapılması. Bu kapsamda, sorumlulukların netleştirilmesi, kariyer gelişim yollarının belirlenmesi ve iletişim sistemlerinin güçlendirilmesi tavsiye ediliyor. Ayrıca, farklı “tranche” grupları ve yönetim düzeyleri arasında şeffaflığın artırılması gerektiği vurgulanıyor.
Başmüfettiş raporun sonunda şu değerlendirmeyi yapıyor:
“SDA, yenilikçi ve hızlı kabiliyet dağıtımı konusunda önemli bir potansiyel sergiliyor. Ancak önümüzdeki süreçte bu başarıyı sürdürülebilir kılmak için yenilikçilik ile yapısal istikrar arasında bir denge kurulması şart. Güçlü risk yönetimi, tutarlı süreçler ve Uzay Kuvvetleri ile stratejik uyum, bu dengenin temelini oluşturacaktır.”